Alucra Demirözü Köyü

1998’de kirli planı Başkan Erdoğan engellemiş! İsrail’e verilmeyen Siloam tabletinde ne yazıyor?.

1998’de kirli planı Başkan Erdoğan engellemiş! İsrail’e verilmeyen Siloam tabletinde ne yazıyor?.
Bu haber 17 Eylül 2025 - 14:30 'de eklendi ve kez görüntülendi.
1998’de kirli planı Başkan Erdoğan engellemiş! İsrail’e verilmeyen Siloam tabletinde ne yazıyor?

İşgalci İsrail’in Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs’te düzenlenen bir programda yaptığı konuşmada Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldı. Netanyahu, “Kudüs bizim şehrimiz Sayın Erdoğan sizin şehriniz değil” ifadelerini kullanıp sözü Siloam Yazıtı’na getirdi. Katil Netanyahu 1998 yılında dönemin Türkiye Başbakanı Mesut Yılmaz ile yaptığı görüşmede, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Siloam Yazıtı’nın iadesini talep ettiğini söyledi. Ancak o dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yüzünden bu talebin gerçekleşmediğini ifade etti. Peki nedir bu Siloam Yazıtı? Merak edilenleri A Haber canlı yayınına katılan tarihçi-yazar Neslihan İpek Kobaner anlattı.

.https://www.ahaber.com.tr/video/iframe/gundem-videolari/1998de-kirli-plani-baskan-erdogan-engellemis-israile-verilmeyen-siloam-tabletinde-ne-yaziyor?

İşgalci Netanyahu, tansiyonu yükseltecek yeni bir açıklama yaptı. Bu kez Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef almaya kalktı. Katil Netanyahu, “Biz buradayız. Kudüs bizim şehrimiz. Sayın Erdoğan, bu sizin şehriniz değil. Bu bizim şehrimiz. Her zaman bizim şehrimiz olacak. Bir daha bölünmeyecek.” dedi.

ZİYARETLER VE MESAJLAR

Gazze kasabı bu açıklamayı ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte Kudüs’te katıldığı bir etkinlikte yaptı. Netanyahu, Rubio ile birlikte Ağlama Duvarı‘nı ziyaret etmiş, Mescid-i Aksa’nın yakınlarındaki tünelleri gezmişti. Başkan Erdoğan ise pazar günü ise Kudüs Rum Ortodoks Patriği Theofilos Giannopoulos‘u kabul etmişti. Giannopoulos, Başkan Erdoğan’a, Hazreti Ömer‘in Kudüs’ü fethinin ardından Bizans İmparatorluğu adına şehri yöneten Patrik Sophronios’a verdiği güvence belgesinin yazılı olduğu tabloyu takdim etmişti..

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

SİLOAM YAZITI VE BAŞKAN ERDOĞAN’IN PLANI BOZMASI

Eli kanlı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 1998 yılında dönemin Türkiye başbakanı Mesut Yılmaz ile yaptığı görüşmede, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Siloam Yazıtı‘nın iadesini talep ettiğini söyledi. Ancak, o dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yüzünden bu talebin gerçekleşmediğini ifade etti. 1880 yılında tesadüfen bulunan ve Osmanlı döneminde İstanbul’a getirilen Siloam Yazıtı, hala İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.

Peki soykırımcı Netanyahu 1998’de hangi taş tableti istedi? Siloam Yazıtı İsrail için ne ifade ediyor? 2 bin 700 yıllık Siloam tabletinde ne yazıyor? 1998’de Başkan Erdoğan İsrail planını nasıl engelledi? Merak edilenleri A Haber canlı yayınına katılan tarihçi-yazar Neslihan İpek Kobaner anlattı..

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

YAZITIN ÖNEMİ NE?

Tarihçi-yazar Neslihan İpek Kobaner: Kral Hezekiel döneminde 725 ve 697 arasında kraliyeti, o zamana tarihleniyor. Oradaki varlıklarının tek kanıtı diyebilirim. Bugüne kadar bulunmuş tek kanıtı. O tarihlerde orada olduklarını gösteriyor. Oradaki yazıta baktığınız zaman eski İbranice, Fenike alfabesi kullanılmış. Eski İbranice yazıt, bir kitabe.

Bu tabletin tamamı çözüldü. Altı satırdan oluşuyor zaten. Uzunlu kısalı bu satırlar. Neyi anlatıyor? İşçiler nasıl karşılaştılar? Bunu anlatıyor. Yani bir taraftan başlamışlar, öbür taraftan da diğer grup başlamış ve hani bizim tünelciler vardır ya Osmanlı dönemindeki gibi buradan buradan seslenerek birbirlerini bulmuşlar. Tüneli oluşturmuşlar. 533 metrelik bir tünelden bahsediyoruz. Kayaya oymuşlar bunu. Ve bu tünelin Kudüs’ün yakınındaki sol tarafına bu kitabeyi yazmışlar. Ne diyorlar? İşte biz şöyle yaptık, işte işçilerimiz böyle çalıştı, burayı ben yaptım, diyor. Aslında Kral Hezekiel yaptığı işi anlatıyor.

Yani aslında dinsel olarak bir önemi yok. Parşömenler gibi değil ama orada bulunduklarını o tarihte anlatan bir delil ya da belge olarak görüyorlar. 3000’lerden itibaren Mısır’da çok yazı görüyoruz. 4000’lerden itibaren Sümer’de çok yazı görüyoruz. Çok tablet var..

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

TARİHSEL SÜRECİ…

Sümerliler ticaretlerini yazmışlar, yaptıkları işleri yazmışlar, her şeyi yazmışlar. Şimdi o dönemde yalnız bu Levant bölgesinde, bu Kudüs tarafında, Yahuda Krallığı dediğimiz kısımda pek yazı yok. İşte bu yazı tek başına onların milattan önce 725 itibarıyla orada olduklarını gösteren tek kanıt. Bir diğer önemli durumu da şu. Tevrat’ta, Torah’ı biliyorsunuz, kocaman bir kitaptır, Hz. İbrahim’den başlar, gelir böyle işte Hz. Davut, Hz. Süleyman arkasından da bu Kral Hezekiel’e birkaç sayfa ayırmıştır. Onun yaptıklarını da anlatır. Biz Tevrat’ı şöyle biliriz; yani Tevrat’la ilgili anlatılan hiçbir şeyin kanıtını bulamamıştır arkeoloji dünyası. Hani biz kitap tabii kutsal kitap olduğu için ve biz Müslüman olduğumuz için bütün kitaplara inandığımız için doğruluğundan bir kuşkumuz yok ama kanıtlarını görememişiz..

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

YAZITTA YER ALAN TÜNEL NEREDE? TABLET NEYİN KANITI?

Mescid-i Aksa’nın altını kazıp orada bir şeyler arıyorlar. Aslında bana göre İsrail’in aradığı şey, Tevrat’ın doğruluğunu kanıtladığını düşünüyor bu kitabenin. Çünkü orada bahsedilen Kral Hezekiel yaşamış, Tevrat’ta geçmiş, Tevrat’ta kayıt altına alınmış bir kral. Şimdi Tevrat’ın doğruluğu konusunda da bir kanıt. Çok önemli biliyorsunuz bu. Yani o Torah onlar için çok önemli ve o eski ahidin ne kadar doğru şeyler anlattığını, yani bunu aldıkları zaman Hezekiel orada varsa daha önceki İbrahim Peygamber de var. Süleyman da var, Davut da var, Musa da var. Hepsi orada varın kanıtı aslında..

HaberlerÖzel Haber Haberleri1998’de kirli planı Başkan Erdoğan engellemiş! İsrail’e verilmeyen Siloam tabletinde ne yazıyor?

1998’de kirli planı Başkan Erdoğan engellemiş! İsrail’e verilmeyen Siloam tabletinde ne yazıyor?

Fatih Murat Erdoğan

Fatih Murat Erdoğan

ahaber.com.tr Haber Merkezi

Giriş:17.09.202513:34Güncelleme:17.09.202513:35

ABONE OL

1998’de kirli planı Başkan Erdoğan engellemiş! İsrail’e verilmeyen Siloam tabletinde ne yazıyor?

İşgalci İsrail’in Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs’te düzenlenen bir programda yaptığı konuşmada Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldı. Netanyahu, “Kudüs bizim şehrimiz Sayın Erdoğan sizin şehriniz değil” ifadelerini kullanıp sözü Siloam Yazıtı’na getirdi. Katil Netanyahu 1998 yılında dönemin Türkiye Başbakanı Mesut Yılmaz ile yaptığı görüşmede, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Siloam Yazıtı’nın iadesini talep ettiğini söyledi. Ancak o dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yüzünden bu talebin gerçekleşmediğini ifade etti. Peki nedir bu Siloam Yazıtı? Merak edilenleri A Haber canlı yayınına katılan tarihçi-yazar Neslihan İpek Kobaner anlattı.

https://www.ahaber.com.tr/video/iframe/gundem-videolari/1998de-kirli-plani-baskan-erdogan-engellemis-israile-verilmeyen-siloam-tabletinde-ne-yaziyor?

İSRAİL’E VERİLMEYEN SİLOAM TABLETİNDE NE YAZIYOR?

İşgalci Netanyahu, tansiyonu yükseltecek yeni bir açıklama yaptı. Bu kez Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef almaya kalktı. Katil Netanyahu, “Biz buradayız. Kudüs bizim şehrimiz. Sayın Erdoğan, bu sizin şehriniz değil. Bu bizim şehrimiz. Her zaman bizim şehrimiz olacak. Bir daha bölünmeyecek.” dedi.

ZİYARETLER VE MESAJLAR

Gazze kasabı bu açıklamayı ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte Kudüs’te katıldığı bir etkinlikte yaptı. Netanyahu, Rubio ile birlikte Ağlama Duvarı‘nı ziyaret etmiş, Mescid-i Aksa’nın yakınlarındaki tünelleri gezmişti. Başkan Erdoğan ise pazar günü ise Kudüs Rum Ortodoks Patriği Theofilos Giannopoulos‘u kabul etmişti. Giannopoulos, Başkan Erdoğan’a, Hazreti Ömer‘in Kudüs’ü fethinin ardından Bizans İmparatorluğu adına şehri yöneten Patrik Sophronios’a verdiği güvence belgesinin yazılı olduğu tabloyu takdim etmişti.

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

SİLOAM YAZITI VE BAŞKAN ERDOĞAN’IN PLANI BOZMASI

Eli kanlı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 1998 yılında dönemin Türkiye başbakanı Mesut Yılmaz ile yaptığı görüşmede, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Siloam Yazıtı‘nın iadesini talep ettiğini söyledi. Ancak, o dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yüzünden bu talebin gerçekleşmediğini ifade etti. 1880 yılında tesadüfen bulunan ve Osmanlı döneminde İstanbul’a getirilen Siloam Yazıtı, hala İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.

Peki soykırımcı Netanyahu 1998’de hangi taş tableti istedi? Siloam Yazıtı İsrail için ne ifade ediyor? 2 bin 700 yıllık Siloam tabletinde ne yazıyor? 1998’de Başkan Erdoğan İsrail planını nasıl engelledi? Merak edilenleri A Haber canlı yayınına katılan tarihçi-yazar Neslihan İpek Kobaner anlattı.

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

YAZITIN ÖNEMİ NE?

Tarihçi-yazar Neslihan İpek Kobaner: Kral Hezekiel döneminde 725 ve 697 arasında kraliyeti, o zamana tarihleniyor. Oradaki varlıklarının tek kanıtı diyebilirim. Bugüne kadar bulunmuş tek kanıtı. O tarihlerde orada olduklarını gösteriyor. Oradaki yazıta baktığınız zaman eski İbranice, Fenike alfabesi kullanılmış. Eski İbranice yazıt, bir kitabe.

Bu tabletin tamamı çözüldü. Altı satırdan oluşuyor zaten. Uzunlu kısalı bu satırlar. Neyi anlatıyor? İşçiler nasıl karşılaştılar? Bunu anlatıyor. Yani bir taraftan başlamışlar, öbür taraftan da diğer grup başlamış ve hani bizim tünelciler vardır ya Osmanlı dönemindeki gibi buradan buradan seslenerek birbirlerini bulmuşlar. Tüneli oluşturmuşlar. 533 metrelik bir tünelden bahsediyoruz. Kayaya oymuşlar bunu. Ve bu tünelin Kudüs’ün yakınındaki sol tarafına bu kitabeyi yazmışlar. Ne diyorlar? İşte biz şöyle yaptık, işte işçilerimiz böyle çalıştı, burayı ben yaptım, diyor. Aslında Kral Hezekiel yaptığı işi anlatıyor.

Yani aslında dinsel olarak bir önemi yok. Parşömenler gibi değil ama orada bulunduklarını o tarihte anlatan bir delil ya da belge olarak görüyorlar. 3000’lerden itibaren Mısır’da çok yazı görüyoruz. 4000’lerden itibaren Sümer’de çok yazı görüyoruz. Çok tablet var.

TEKNOFEST şöleni başladı
TEKNOFEST şöleni başladı
Gram altın için kritik uyarı: 6-7 bin lira...
Gram altın için kritik uyarı: 6-7 bin lira…
Husumetlisini camide namaz kılarken öldürmüştü!
Husumetlisini camide namaz kılarken öldürmüştü!
Gözler Fed faiz kararında!
Gözler Fed faiz kararında!
İngilizlerden Trump'ı şoke eden karşılama!
İngilizlerden Trump’ı şoke eden karşılama!

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

TARİHSEL SÜRECİ…

Sümerliler ticaretlerini yazmışlar, yaptıkları işleri yazmışlar, her şeyi yazmışlar. Şimdi o dönemde yalnız bu Levant bölgesinde, bu Kudüs tarafında, Yahuda Krallığı dediğimiz kısımda pek yazı yok. İşte bu yazı tek başına onların milattan önce 725 itibarıyla orada olduklarını gösteren tek kanıt. Bir diğer önemli durumu da şu. Tevrat’ta, Torah’ı biliyorsunuz, kocaman bir kitaptır, Hz. İbrahim’den başlar, gelir böyle işte Hz. Davut, Hz. Süleyman arkasından da bu Kral Hezekiel’e birkaç sayfa ayırmıştır. Onun yaptıklarını da anlatır. Biz Tevrat’ı şöyle biliriz; yani Tevrat’la ilgili anlatılan hiçbir şeyin kanıtını bulamamıştır arkeoloji dünyası. Hani biz kitap tabii kutsal kitap olduğu için ve biz Müslüman olduğumuz için bütün kitaplara inandığımız için doğruluğundan bir kuşkumuz yok ama kanıtlarını görememişiz.

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

YAZITTA YER ALAN TÜNEL NEREDE? TABLET NEYİN KANITI?

Mescid-i Aksa’nın altını kazıp orada bir şeyler arıyorlar. Aslında bana göre İsrail’in aradığı şey, Tevrat’ın doğruluğunu kanıtladığını düşünüyor bu kitabenin. Çünkü orada bahsedilen Kral Hezekiel yaşamış, Tevrat’ta geçmiş, Tevrat’ta kayıt altına alınmış bir kral. Şimdi Tevrat’ın doğruluğu konusunda da bir kanıt. Çok önemli biliyorsunuz bu. Yani o Torah onlar için çok önemli ve o eski ahidin ne kadar doğru şeyler anlattığını, yani bunu aldıkları zaman Hezekiel orada varsa daha önceki İbrahim Peygamber de var. Süleyman da var, Davut da var, Musa da var. Hepsi orada varın kanıtı aslında.

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

TAM OLARAK NEREDE BULUNDU?

Bununla ilgili Kudüs’e giden bir Gihon Irmağı var. Şimdi o Gihon Irmağı aslında Kudüs’ün dışında. Onu Siloam göletine taşımak istiyor. Niye peki? Durduk yerde nereden akıllarına geliyor? Şöyle oluyor o da; Asur Kralı Son Herib, saldıracak onlara. Yani Asur yıkmak istiyor orayı, almak istiyor. Aslında alıyor da sonuçta. Su tahkimatı yapmak istiyorlar.

Kral Hezekiel, diyor ki: “Ben diyor, niye ona su sunayım?” diyor. Çünkü bir ordu için su ve yiyecektir biliyorsunuz. Bütün su kaynaklarını kendime çekerim, o Gihon’dan çünkü besleniyor orası, orayı kendime alırım. Bunun için alelacele, iki taraflı tüneli yapıyorlar ki su bir an önce aksın oraya diye..

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

MESCİD-İ AKSA’NIN ALTINDAKİ ÇALIŞMALAR!

Yine kendi varlıklarını ama bana göre orada hani kutsal ahit sandığının birtakım kanıtlarını arıyorlar. Çünkü biliyorsunuz Kudüs aslında Davud Peygamber oraya geldiğinde kutsal bir şehir değil. Davud Peygamber de zaten Hebron’da kalıyor. Hemen Kudüs’ün alt tarafında kalıyor ve ondan sonra Kudüs’e 7 sene sonra Kudüs’ü ele geçirecek ve orada bir tapınak yapıldıktan sonra ve Kutsal Ahit Sandığı oraya geldikten sonra Kudüs çok önemli bir şehir haline geliyor. Meşhur tapınak tartışması oradan başlıyor. Hatta o tapınağın da bir bölümünün şu anda Ağlama Duvarı olarak kaldığını iddia ediyorlar.

O TOPRAK OSMANLI’NIN! HAK SAHİBİ TÜRKİYE

Şimdi hani “bizimdir” deniliyor ya Kudüs. Ya siz arkadaş, orada ne kadar kaldınız? Kaldıkları süre çok kısa. Osmanlı’nın elinde orası 600 sene. Yani Yavuz Sultan Selim’den itibaren biz bu bölgenin, Kudüs’ün tek sahibiyiz. Ne zamana kadar? 1917’ye kadar. Yani daha düne kadar. Biz tarihçiler için 1917 dün. Düne kadar Osmanlı’nın olan bir yer. Yani, hani hak iddia edecek olan birisi varsa aslında o şu anki Türkiye Cumhuriyeti..

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

SİLOAM YAZITI ÇOK ESKİ BİR YAZIT

Tabii bu eski bir yazıt. Milattan önce 725’le 699’a arasına tarihlenen bir yazıt. 1880’de oraya gelen yani bu İsrail-Filistin bölgesine gelen bir cemiyetin başkanı var. İngiliz bir cemiyete ve Yahudileri Hristiyanlaştırmak üzere kurulu bir cemiyet. Bu cemiyetin başındaki Conrad Schick diye bir adam öğrencileriyle gezerken tesadüfen buluyor. 1880 yılında bu oluyor. 1880’de tabii Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği altında duyuluyor ve bu Müze-i Hümayun’a isteniyor. Çünkü o zaman 1869’da bizim Müze-i Hümayun Kanunumuz çıkıyor. Biliyorsunuz ondan önce alan götürmüş, getirmiş. Hani her şeyimiz gitmiş bir yerlere. 1869 itibarıyla müzemiz var. 1880’de de bugünkü Çinili Köşk, Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı Çinili Köşk, bizim Arkeoloji Müzemiz oluyor. Oraya getirtiliyor ve hemen akabinde biliyorsunuz Osman Hamdi Bey müzenin müdürü olacak ve ondan sonra hani cennetmekan Abdülhamid, büyük arkeoloji müzesini yaptıracak ve muhteşem bir müzeye kavuşmuş olacağız. İşte o esnada 1880’de gelmişler..

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

NETANYAHU’NUN SÖYLEDİKLERİ DOĞRU DEĞİL

Netanyahu o kanıtı istiyor. Neden? Çünkü o toprakların sahibi olduklarını iddia ediyor ve Filistinliler yoktu mesajı veriyor. Fakat hikayenin aslı böyle değil tabii ki. Yani hani Mısır’da bir Hiksos egemenliği var 18. yüzyılda 1800’lerde milattan önce. İşte o dönemde Hiksos’lar Girit’e kadar gidiyorlar ve Filisleri paralı asker olarak getiriyorlar Mısır’a. Ve Hiksos’ları da nefret ettiği için Mısırlılar ki çünkü onlar doğudan gelen hani farklı gruplar, onları istemedikleri için onları yıktıklarında hem Yahudileri hem de Filisleri oradan sürüyorlar. İşte Kenan’a gitme hikayesi burada başlıyor. Ama Kenan’a ilk giden kim? Filistler. Filistinliler. Yani oraya giden Filistler ilk Kenan’a gidiyorlar. Yahudiler 40 sene biliyorsunuz Sina çölünde oyalanıyorlar. Yani orada yeni bir grubun, hani kölelikten çıkmış bir grubun oluşmasını bekliyorlar. Ama o arada Filistinliler yerleşmişler oraya. Yani Davut’la Golyat’ın savaşında Davut kazanmamış olsa belki gruplar savaşmış olsa Filistinlilerin memleketi olacaktı. Bunu bilmiyoruz. Tabii tarihi değiştiremeyiz. Varsayım üzerine de yazamayız. Fakat Filistinlilerin en az onlar kadar orada hakları olduğu belirtiliyor. Onların kitapları söylüyor sizin hakkınız var burada diye..

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

SÜRGÜN ACILARI VAR

Kıyamet Savaşı istiyorlar çünkü kitaplarında da öyle yazıyor. Yani bu Nebukadnezar’ın onları Babil’e sürgün etmesinden sonra orada devletleşiyorlar. Aslında Kudüs’e bile dönmüyorlar. Orada bunlar topluluk, millet haline geliyorlar ve kendi ideallerini ve o zaman yaşadıkları sürgünün acısıyla karşıdakilerin tavuğuna işte buzağısına kadar hepsinin katledilmesinin vacip olduğunu yazan bir bölümleri var Tevrat’ın içerisinde. Şimdi böyle olunca yani hayvana kadar halledeceğiz, hayvan bile yok edeceğiz dediği zaman o zaman bir duruyorsun.

İşte o şiddet aslında, o şiddet beklentisi muhtemelen bunlarla bağlantılı. Tabii bu bilgiyle yoğrulmuş olan insanlar da sonuçta karşımıza bu şekilde çıkıyorlar..

Ekran görüntüsü / A HaberEkran görüntüsü / A Haber

BİZİM TOPRAĞIMIZDA BİZİM ESERLERİMİZ

Bizim klasik arkeoloji müzemizde İstanbul’daki ve diğer yerlerdeki başka şehirlerden gelmiş olan her eser Osmanlı mülkiyetinde idi. Orası da aynı şekilde Osmanlı mülkiyetinde idi. O nedenle bizimdi. Biz nasıl Bursa’dan işte Adana’dan, başka bir yerden Van’dan bir eseri getirip arkeoloji müzesine koyuyorsak Kudüs’ten de getirdiğimiz eseri arkeoloji müzesine koyarız. Ama İngilizlerin Fransızların müzelerinde ve özellikle Almanya Berlin Müzesi’nde bizim lahitlerimiz var.

Şimdi deniliyor ki Sidon lahitlerinin ne işi var burada. Efendim burası Osmanlı toprağıydı. Osman Hamdi gitti Osmanlı toprağında Sidon lahitlerini buldu Sayda dediğimiz ve getirdi ve Abdülhamid bunun için kocaman bir müze yaptırdı. Ve hepsi şu anda orada. İskender Lahiti dünyanın en önemli lahitlerinden birisi. Onlar orada sergileniyor. Yani biz bizim toprağımızda olmayan bir şeyi almadık, çalmadık. Biz hırsızlık yapmadık. Eğer bu yolu açmaya kalkıyorlarsa o zaman dünyanın hiçbir yerinde onların eserleri kalmayacak. Avrupa’da hele hepsini Osmanlı’ya geri vermek zorunda. Hepsini bize vermek zorunda.

TARİHİ YAPILANDIRMA SAVAŞI

Tarihi yeniden yapılandırmak için konsensüs arıyorlar aslında. Yani saldırarak, işte siyaset üreterek, her 100 senenin içerisinde belki 10 defa bu yazıtları isteyerek kendilerince bir hani hak iddiası içerisindeler. Mescid-i Aksa’nın da yapılandırılmasını istiyorlar. Ama orası sadece onlara ait değil ki. Orası hem Hristiyanların hem de Müslümanların kutsal alanı. Yani sadece Yahudilerin değil ki. O bütün o hani semavi din dediğimiz üç dinin de en kutsalı İbrahim de öyle. Hazreti İbrahim onların kutsalı bizim daha çok kutsalımız. Kur’an-ı Kerim’de en çok anlatılan peygamberler..

Etiketler :
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA