1862’de İsviçreli botanikçi Pierre Edmond Boissier tarafından Hatay’da toplanan, ancak bugüne kadar izine rastlanmayan endemik Amanos öğrek otu, Türk bilimcilerce yeniden bulundu.
Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yelda Güzel, yaptığı açıklamada, Amanos Dağlarının, sahip olduğu 250 civarındaki endemik bitkitürüyle Türkiye’nin bu açıdan en zengin bölgelerinden biri olduğunu belirtti.
“HALEN YENİ TÜRLER BULUNUYOR”
Kentte, bu alandaki zenginlik nedeniyle 100 yılı aşkındır önemli bilimsel çalışmaların yapıldığını ifade eden Güzel, yürütülen çalışmalarda halen yeni türlerin bulunabildiğini kaydetti.
“Amanos öğrek otu” olarak bilinen “Heracleum amanum” bitkisinin de bölge için önemli bir endemik tür olduğunu aktaran Güzel, “Ünlü İsviçreli botanikçi Pierre Edmond Boissier ve ekibi 1862’de ilk kez bu bitkiyi toplamış ve ‘Heracleum amanum’ ismini vermiş ama aradan geçen 150 yılı aşkın sürede hiç kimse bu bitkiye tekrar rastlamamış ve toplayamamış. Dolayısıyla bu bitki rivayet olarak kalmış.” dedi.
“KARADENİZ’DEKİ TÜRDEN FARKLI”
Güzel, 2016 yılında Amanos Dağlarında yaptıkları bir arazi çalışmasında bu bitkiye rastladıklarını anlatarak, şöyle devam etti:
“Bitkiyi bulunca oldukça heyecanlandık. Amanos öğrek otu tür olarak Karadeniz Bölgesi’nde görülen ‘Heracleum crenatifolium’ bitkisiyle benzerlik taşır. Bu nedenle o bitkinin aynısı olabilir şüphesine kapıldık ama detaylı inceleme yaptık ve gerçeğe ulaştık. Bunun Karadeniz’deki türden gerçekten farklı olduğunu, detaylı çalışmalarla ispatladık. Bu tür öncelikle meyvelerinden ayırt ediliyor. Olgun meyvelerinin alt yüzünde 4 salgı kanalı görünür ancak Karadeniz türünde bunların sayısı ikidir. Karadeniz türünde merkezde sapsız bir çiçek topluluğu vardır, Amanos türünde ise bu merkez çiçek durumu saplıdır.”
Daha sonra bitkinin dünya literatüründe kabul görmesi için çalışma başlattıklarını aktaran Güzel, “Çalışmamızın sonuçlarını makale haline getirerek, sistematik botaniğin belli başlı uluslararası bilimsel dergilerinden biri olan Phytotaxa’ya gönderdik. Çalışmalarımız kabul edilip yayınlandı ve literatürde yerimizi aldık.” diye konuştu.