Edebiyatta verilen en prestijli ödüllerden olan Nobel Edebiyat Ödülü’nü bugüne kadar iki yazar geri çevirdi.
İsveçli, bilim adamı ve sanayici Alfred Nobel’in vasiyeti üzerine her sene altı dalda verilen Nobel ödülleri sahiplerini buluyor.
Bunlarda birisi de edebiyata yaptıkları katkıdan dolayı verilen Nobel Edebiyat Ödülü’dür. Nobel’e değer görülmek bir yazar için büyük onur olsa gerek değil mi?
Ancak Fransız yazar ve filozof Jean-Paul Sartre ve Rus yazar Boris Pasternak kendilerine verilen Nobel Edebiyat Ödülü’nü çeşitli nedenlerle reddettiler.
Bu ödülü geri çeviren ilk yazar olma özelliğini taşıyan Sartre, hem Fransa hem de Dünya Edebiyatı için önemli bir isimdir. Öyle ki, kendisine Fransa’nın en büyük devlet nişanı olan “Legion d’honneur” veriliyor ama yazarımız ödülleri almamaya yeminlidir.
“SARTRE FRANSADIR”
Ünlü yazar kendi içinde tutarlı olması onu ayırt edici etkenlerden olmuştur. Fransa’nın Cezayir’in işgal etmesi yazarın tepkisini çeker. Sartre’ye göre Fransa’nın bu işgali haksızdır ve derhal son bulması gerekir. O dönem Fransa’da böyle bir politikaya karşı çıkmak da pek akıl kârı olmasa gerek. Ama Sartre bu, durur mu?
Charles de Gaulle
Bildiriler dağıtarak insanları bilinçlendirmeye çalışır. Ünlü filozofun etkileyici muhalefeti halk tarafından tepkiyle karşılanır ve yazarı devlet başkanı De Gaulle’ye şikâyet ederler.
De Gaulle, şu tarihi cevabı vererek yazara sahip çıkar:
“Sartre’a dokundurmam! Çünkü Sartre Fransa’nın ta kendisidir.”
Gelelim tekrar şu Nobel’i reddedişine…
Yıl 1964 edebiyat dünyası Nobel’i kimin alacağını tartışmaktaydı. Nobel komitesi nihai kararını açıklar. Jüri üyeleri, fikirleri ve ortaya koyduğu değerli eserlerle o yıl Nobel Edebiyat Ödülü’ne Jean-Paul Sartre’yi değer gördüğünü kamuoyuna sunar.
Normalde bir yazarın buna sevinmesi lazım diye düşünürüz. Ama Jean-Paul Sartre bizimle aynı fikirde değildir.
Yazar Nobel’i neden reddettiğini yaptığı açıklamayla cevap verir.
“Nobel Ödülü’nün, ödülü alacak kişinin fikrine danışılmadan verildiğinden haberim yoktu o zaman ve bunun gerçekleşmesini engelleyecek zamanımın olduğuna inanıyordum. Ancak şimdi anlıyorum ki İsveç Akademisi bir karar verdiğinde sonradan bu kararı bozamıyor.
Ödülü reddetme sebeplerim, Akademi’ye yazdığım mektupta da açıkladığım gibi, ne İsveç Akademisi ile ne de Nobel Ödülü’nün kendisi ile ilgili değil.
Mektupta, iki tür sebep zikrettim:
Kişisel ve nesnel.
Kişisel sebepler şunlar:
Reddim fevri bir hareket değil, zira resmi ödülleri hep reddetmişimdir. 1945’te, savaştan sonra, bana Şeref Nişanı takdim edildiğinde, devlete yakınlık duyduğum halde nişanı reddettim.
Benzer şekilde, birkaç arkadaşım teklif ettiği halde, Collège de France’a girmek için de uğraşmamıştım. İmzamı Jean-Paul Sartre olarak atmam, imzamı Jean-Paul Sartre, Nobel Ödülü sahibi olarak atmam ile aynı şey değil.”
Ancak Sartre, BBC’nin felsefe belgeseli Human, All Too Human’da yer verilen başka bir açıklamasında politik açıdan daha doğru gerekçeler sunuyor.
“BU ÇOK ÇİRKİNDİ”
“Politika ile aramda bağ olduğu için, burjuva kurumu benim “geçmiş hatalarımın” üstünü örtmek istedi. Artık bir kabul var! İşte bunun için bana Nobel Ödülü’nü verdiler. Benden özür dilediler ve hak ettiğimi söylediler. Bu çok çirkindi!”
Nobel Edebiyat Ödülü”nü geri çeviren diğer önemli yazar ise Rus edebiyatçı Boris Pasternak’tır. Fakat Boris Pasternak, ödülü kendi isteğiyle reddettiğini söyleyemeyiz. Pasternak, 1958’de ödülü almaya hak kazandığında Sovyet hükümetinin baskısı sonucu geri çevirmek zorunda kaldı.
Dönemin egemen Batı ideolojisi, Pasternak’ın Rusya’da tutsak olduğunu, bu yüzden de Nobel Edebiyat Ödülü’nü almak istemesine rağmen, “Politbüro’nun” Buna izin vermediğini iddia etti. (SSCB tarihinde komünist partinin, politikaları belirleyen en üst karar organı)
Bu iki yazara yenileri eklenir mi bilinmez ama; şöhretli bir yazar olmanızı aldığınız ödüller belirlemiyor çoğu zaman.
Geriye ilkeli duruşunuz kalıyor.
Kitap sayfası için iletişim: [email protected]