Almanya’nın Köln kentinde ilk kez düzenlenen “1. Uluslararası Kadınlar Zirvesi’nde “Savaş ve Kadın” başlığı altında, “Bosna’dan Myanmar’a savaş mağduru kadınlar” konusu ele alındı.
Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Kadın Kolları’nın Köln’de düzenlediği ve tüm gün süren programa,dünyanın dört bir yanında önemli isimler konuşmacı olarak katıldı.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI DA KATILDI
Güney Afrika’dan, Dr.Danisa Baloyi Black Business Council Lideri Yemen’den, Tawakkol Karman, 2011 Barış Nöbel ödüllü Gazeteci, Aktivist Melahat İbrahimgizi, Azarbeycan Milletvekili Sabiha Husic, Bosna Hersek Doc. Dr. Sare Aydın, Kadem Genel Başkanı Meryem Göka, Ak Parti Dışlişkiler Başkan YardımcısıHawa Bibi Kahan, Güney Afrika İs konseyi Genel Başkan Başdanışmanı katıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı himayesinde gerçekleşen programın onur konuğu Bakan Fatma Betül Sayan Kaya açılış konuşmasını gerçekleştirdi. UETD Kadın Kolları Başkanı Ayşe Aşut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kadınların savaşlarda en fazla etkilenen ve mağdur duruma düşen kesim olduğunu söyledi.
SAVAŞTA EN ÇOK MAĞDUR OLANLAR KADINLAR
Aşut, “Bugün ‘Dünya Insan Hakları Günü’. Böyle bir günde bombalar ve bombalamalar ile ayaklar altına alınan insan haklarını izlerken bizler tarafsız, kararsız ve ilgisiz kalamayız. Dünyada en büyük şiddet ve hak ihlallerinin savaşlarda yaşandığını hep beraber müşahade etmekteyiz. Savaşlarda kötü muamele, yargısız infaz, talan ve işkence gibi insanlık dışı eylemlere maruz kalan sivillerin en önemli kısmı kadınlardan müteşekkildir.” dedi.
SAVAŞ SONRASI DA EN AĞIR YÜK KADINLARA KALIYOR
Savaş esnasında eşlerini ve çocuklarını yitiren kadınların, bir taraftan sevdiklerini kaybetmenin ızdırabı diğer taraftan da savaşın açtığı ağır yaraları en acı biçimde yaşayanlar olduğunu belirten Aşut, şunları kaydetti: “Savaş sonrasında da en büyük mağduriyeti yaşayanlar yine kadınlardır. Bir yandan acılarını unutmaya çalışırlarken diğer yandan tek kaldıkları hayatta çocuklarının geçimini sağlayabilmek için büyük mücadeleler vermektedirler. Bu bağlamda savaşlar ile kadınların omuzlarına yüklenen ağır yük ve yüreklerine açılan büyük yaralar sürekli dünya gündeminde tutulması gereken bir durumdur. Savaşlar esnasında kadınların yaşamış olduğu korku, dehşet, çaresizlik duyguları savaş bittikten sonra da devam etmektedir. Bu travmatik durumun etkeni ortadan kalksa da yaşanan olaylar sonrasında ruhsal bozukluklar tüm hayatlarını etkilemektedir.”
SAVAŞA SESSİZ KALMAK DA AYRI BİR SUÇ
Bazı devletler ile kurum ve kuruluşların bu olaylara yaklaşımını eleştiren UETD Kadın Kolları Başkanı Aşut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyadaki devletlerin ve bu devletler bünyesindeki önemli kurum ve kuruluşların bu savaşlara sessiz kalmaları, savaş mağduru ülkelerdeki kadınların yalnız bırakıldığının bir göstergesidir. Vicdan ve merhamet sahibi bireylerin bu gidişe dur demeleri gerekmektedir. Ders alınsın diye savaşlarda bütün dünyanın gözü önünde kadınlara yapılanların meşrulaştırılmasına artık müsaade etmemeliyiz ve savaşın bu kirli yüzünü ortaya koymak zorundayız. Aksi takdirde ‘yaşanılabilir bir dünya’ söylemi bir hayalden öteye gitmeyecek ve yaşanılan trajediler gelecek nesiller üzerinde büyük etkiler bırakacaktır.”
Aşut, UETD’li kadınlar olarak bu program sayesinde gerçekleri dile getirerek savaş mağduru kadınlar konusunda hassasiyet oluşturmayı hedeflediklerini bildirdi.