Yapay organ üreten Dr. Sevde Altuntaş Harvard’ı bırakıp Türkiye’ye döndü.
Dr. Sevde Altuntaş, Gazi Üniversitesi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde Mikro ve Nanoteknoloji alanında yüksek lisansını tamamladı. Devamında TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği’nde doktora çalışmalarını tamamladı. Doktoranın son yılında TÜBİTAK bursu kazanarak Northeastern Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde kemik ve deri doku mühendisliği alanlarında doktora tez çalışmalarını yürüttü. Ardından Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bölümü’nde böbrek organoidleri üzerine çalıştı. Tecrübelerini ülkesi yararına kullanmak için tersine beyin göçü başvurusu yaparak yurda dönen Altuntaş, şu an Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Doku Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi olarak çalışıyor, kurduğu organoid laboratuvarında da sıra dışı çalışmalara imza atıyor. SBÜ Deneysel Tıp Uygulama Araştırma Merkezi bünyesinde yer alan laboratuvarda, doku mühendisliği, nanobiyomalzemeler, ilaç tarama sistemleri ve organoidler alanında çalışıyor.
ORGAN DOKULARI TAKLİT EDİLİYOR
Organoidler üzerine çalışmaların dünyada henüz yeni başladığını ve devrimsel nitelikte olan bu yeni bilim dalı üzerine Türkiye’de bir laboratuvar kurmaktan dolayı gururlu olduğunu ifade eden Altuntaş şunları aktardı:
“Türkiye olarak organoid devrimini henüz başındayken yakalamış olmak mutluluk verici. Organoidleri 2017 yılında Nature Protocols dergisi tarafından yılın tekniği olarak ilan edilmiş üç boyutlu doku benzeri yapılar şeklinde tanımlanabilir. Yani dokuların benzerini üretebiliyoruz. Örnek vermek gerekirse böbreklerimizdeki temel doku birimlerini nefronlar olarak adlandırıyoruz. Akciğerlerde bu yapılar alveol adını alıyor. Organoidler işte bu yapıları tekrarlamayı hedef edinmiş üç boyutlu doku parçaları. Aynı şekilde bir tümör dokuyu da bu teknikleri kullanarak tekrarlamanız, yani benzerini taklit ederek laboratuvar ortamında üretmeniz mümkün. Organoidleri kullanabileceğiniz birçok alan mevcut. Örneğin kanserli bir dokunun özelliklerinin anlaşılması için üç boyutlu ortamda bu dokuların çoğaltılması mümkün. Organ nakillerinde kullanımları da mümkün. Nadir hastalıkların sebep olduğu etkilerin anlaşılmasında da kullanılabilirler.”
PANKREAS KANSERİNDE TEDAVİYE HIZ KAZANDIRACAK
Altuntaş, laboratuvarda yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgi de verdi: “Laboratuvarımızda farklı kaynaklardan desteklenmiş çeşitli projeler yürütülüyor. Ben kısaca bir iki tanesinden bahsedeyim. İlk projemiz Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı tarafından desteklendi. Bu çalışmanın sonunda farklı virüsler içinde konak olabilecek alveolar organoidlerin sentezlenmesi ve ilaç tarama modeli olarak kullanılacak bir platform elde etmeyi planlıyoruz. Böylece yeni nesil virüslerle veya bunların varyantları ile karşılaştığımızda hızlı ilaç taraması yapabileceğimiz, insan akciğerini taklit eden platformlara ülkece kavuşmuş olacağız. Bu model ile ilgili ciddi ilerlemeler kaydettik. Çalışmamızda canlı SARS-CoV2 ile çalışıyoruz ama ilerleyen dönemlerde farklı solunum yolu virüslerini de modelimiz üzerinde çalışmak niyetindeyiz. İkinci projemizde pankreas kanseri hastalarından topladığımız tümör numuneleri ile çalışıyoruz.
Bu projemizde TÜBİTAK 3501 Kariyer Geliştirme Programı tarafından desteklendi. Bu çalışmamızda da hedefimiz hasta numunelerinden hazırlanan çok sayıda tümör organoidi sentezlemek ve bu numuneler üzerinde çok uygulanan bir ilaç programının etkilerinin araştırılması. Neden pankreas kanseri derseniz, bu hastalık dünyanın en ölümcül hastalıklarından ve ülkemizin de bulunduğu coğrafyada görülme sıklığı son yıllarda oldukça arttı. Dolayısıyla bu hastalıkla ilgili geliştirilen ilaçların hastalara zarar vermeden denenebileceği hasta dokuları ile uyumlu ilaç tarama modellerine duyulan ihtiyaçtan yola çıkarak bu alanda çalışmaya başladık. Elde ettiğimiz tarama modellerini kişiye özgü tıp uygulamaları noktasında ilerletmek ve küresel standartlara uygun hale getirerek hastaların hizmetine sunmak niyetindeyiz. Daha açık bir dille, pankreas kanseri teşhisi konan bir hastanın dokularını laboratuvar ortamında taklit ederek en uygun ilacı hızla tespit edip, hızla tedavisine başlanması sağlanabilecek. Hız çok önemli bu hastalıkta biliyorsunuz, çünkü hasta teşhisin ardından hızla kaybedilebiliyor.”
HAYVAN DENEYLERİNE KARŞI TEST MODELİ OLUŞTURDU, KOZMETİK SEKTÖRÜNE SUNDU
Organoidlerin kozmetik sektöründe kullanımı da devrim niteliğinde. İnsan dokuları laboratuvar ortamında üretilebildiği için, kozmetik ürünlerin hayvanlar üzerinde denenmesine gerek kalmıyor. Altuntaş bu alanda geliştirdiği bir test modelini de kozmetik sektörünün hizmetine sundu. TÜBİTAK 1512 Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı kapsamında, Teknopol İstanbul Sağlık Teknokenti bünyesinde, Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Katı ile birlikte Omica Araştırma İnovasyon isimli bir firma da kuran Altuntaş, kozmetik, kimya, ilaç alanlarında kullanılacak hayvan ari bir test platformu geliştirmeyi başardı.
Kozmetik sektörünün hizmetine sunulan ve bu alanda dışa bağımlılığı ortadan kaldıran test modeli hakkında bilgi veren Altuntaş şunları aktardı:
“Bildiğiniz üzere 2013 yılında Avrupa Birliği hayvanlar üzerinde kozmetik ürünlerin denenmesini yasakladı ve bu ürünlerin dünyanın herhangi bir yerine ithalatını da yasakladı. Bu durum sektör paydaşlarını alternatif test yöntemlerine yatırım yapmaya teşvik etti ve OECD 439 standartlarına uygun hava-sıvı arayüz deri modelleri ortaya çıktı. Dr. Katı ile birlikte çıktığımız bu yolda ilk hedefimiz ülkemizin dışa bağımlılığını azaltacak bir test modeli geliştirmek oldu. Yüzde 90 oranında yerli kaynaklar kullanılarak hazırlanan bir test modeli oluşturduk. Ülkemiz bahsi geçen standartlara uygun tekniklerle yapılan analizlerde yüzde 100 dışa bağımlıydı. Ancak artık Omica olarak sektör paydaşlarına hizmet vermek için yerli ve milli kaynaklarla hazır durumdayız. Hayvanların gereksiz kullanımı durdurmaya katkı sunmak ve ülkemizde bir sektördeki dışa bağımlığı azaltmış olmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyoruz. Bundan sonraki hedefimiz sentezlediğimiz alveolar organoidleri de hava hassasiyet test platformu olarak kullanabilmek.”