‘İÇİMİZDEN BAZILARI DA BU KAMPANYALARA KATILDI’
Darbe girişiminden yaklaşık iki hafta sonra çıkardığımız KHK’da kamu görevlilerinin aldığı kararlar ve eylemlerinin sorumluluk doğurmayacağı hükmünü getirmişiz. Üstelik bu kararname Meclis’te de görüşülerek yasalaşmıştı. Yani tüm vekillerin haberi var. Aynı hükümleri içeren düzenlemeye 15 Temmuz’da cesaretle darbecilere karşı koyan sivil vatandaşlar için de ihtiyaç duyulduğu görülmüştür. Nedense büyük bir gürültü koparılmaya başladı. Bana göre büyük değil. Tuhaf kampanyalar başlatıldı. Hatta içimizden bazıları da bu kampanyaya katıldı.
’16 NİSAN’DA EVET DEMEDİLER’
16 Nisan’da da bugün bu kampanyaya katılanlar ‘Evet’ demedi. Biz bir yolda aynı dava arkadaşı değil miyiz? Nasıl oluyor da bir anda affedersiniz Bay Kemal’in kayığına biniyorsunuz. Bu husumet kervanına bizim dava arkadaşlarımızın bir kısmı da nasıl katılıyor, birilerinin zil takıp oynamalarına vesile oldukları için yazıklar olsun. 15 Temmuz’u itibarsız hale getirmek FETÖ’nün, PKK’nın ve diğer terör örgütlerinin değirmenine su taşımaktan başka bir şey değildir.
“BİZİ ŞAŞIRTAN HİÇ BEKLEMEDİĞİMİZ BAZI GELİŞMELER”
Erdoğan, CHP’li Ömer Süha Aldan’ın sözlerine ilişkin, “Cehalet paçalarından, terbiyesizlik bunların suratından akıyor. Partisinin başındaki zata özenmiş olacak ki bu şekilde ortaya atılıp milletimize saldırma cüreti gösteriyor. Tabii biz bunların tıynetini, cibiliyetini çok iyi bildiğimiz için açıkçası yaptıkları terbiyesizliğe şaşırmadık. Bizi şaşırtan, hiç beklemediğimiz bazı gelişmeler. Bu husumet kervanına bizim dava arkadaşlarımızdan bir kısmı nasıl katıldı, nasıl katılıyor. Yazıklar olsun.” diye konuştu.
Erdoğan, 696 sayılı KHK’nın 121. maddesiyle ilgili tartışmaları, “Diyelim ki bu kararnamede özellikle geçen ifadenin sıkıntısı yeni anlaşıldı. Yapılacak iş gayet basittir, ilgili yerlere bu görüşler iletilir, konuşulur, tartışılır ve gereği yapılır. Doğrusu budur. Bunun yerine CHP’nin ve birtakım terör örgütlerinin sırf millete hakaret etmek için açtıkları bir yoldan gitmenin adı olsa olsa fırsatçılıktır.” sözleriyle değerlendirdi.