YPG’nin roketli saldırısında hayatını kaybeden Fatma Avlar’ı anlatan ağabeyi Bilgey Avlar, “Tek hayali öğretmen olmaktı” dedi.
Afrin’den terör örgütü PYD/PKK mensupları tarafından ateşlenen roket, Reyhanlı’da yaşayan Avlar ailesinin 17 yaşındaki kızları Fatma’nın hayatına mal oldu.
Saldırı sonrası evleri harabeye dönen Avlar ailesi, kızları Fatma’yı zamansız kaybetmenin hüznünü yaşıyor.
Terör saldırısında kardeşini yitiren kendisi de yaralanan 21 yaşındaki Bilgey Avlar, olay anını ve kardeşinin yarım kalan hayallerini anlattı.
KKTC’de üniversite öğrencisi olan Avlar, yaklaşık 3 hafta önce yarıyıl tatili nedeniyle memleketi Reyhanlı’ya geldiğini söyledi.
KARDEŞİNE BEŞİKTAŞ BARDAĞI GETİRMİŞTİ
Beşiktaş taraftarı olan kız kardeşi Fatma’ya Kıbrıs’tan hediye olarak taraftar bardağı getirdiğini anlatan Avlar, bardağı verdiğinde büyük sevinç yaşayan kardeşinin o anını unutamadığını ifade etti.
Yaşadığı kaybın şokunu üzerinden atamayan ağabey Avlar, 4 kardeşi ile aynı odada uyuduklarını, en küçük kız kardeşinin ise Fatma ile aynı kanepede bulunduğunu dile getirdi.
“KARNINDAN YARALANMIŞ”
Bilgey Avlar, en küçük kardeşinin hayatta kalmasını, “Annem sabah uyandığında küçük kardeşimi kanepenin yanındaki sobanın yanına yer yatağına koymuş. Ben de karşı kanepede yatıyordum. Benim kanepenin yanında da diğer kardeşim yerde yatıyordu.” ifadeleriyle anlattı.
Patlama sonrası büyük bir gürültüyle uyandığını vurgulayan Avlar, şöyle devam etti:
“Uyuyorduk. Birden patlama sesi duydum. Feci bir ağrıyla ve annemin ‘Fatoş, Fatoş’ diye çığlık sesleriyle uyandım. Ağrım vardı ama hemen kalktım ayağımın üstüne. Etraf simsiyah hiçbir şey görünmüyordu. Tavana baktım delinmişti. Sonra kız kardeşimin yanına gittim. Annem Fatoş diye bağırıyor ama kardeşim tepki vermiyordu. Baktım karnından yaralanmış. O anda zaten ayağım döndü ve üstüne düştüm.”
“İZMİR’DE OKUMAK, ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYORDU”
Avlar, diğer 2 kardeşinin yerde yatıp kanepenin altında kalması sayesinde düşen parçalardan zarar görmediğini belirterek, şunları anlattı:
“Beni alıp hastaneye götürdüler. İlk tedavim sonrası eve dönüp bakmak istedim. Kardeşimin durumunu öğrenmek istedim. Orada başınız sağ olsun dediler. Meğer uyurken vefat etmiş. Anlatılmaz bir şey vatan sağ olsun. Hayallerini yaşayamadı. Öğretmen olmak istiyordu. ‘İzmir’de okuyacağım’ diyordu. ‘Buraya sürekli bomba düşüyor, siz de oraya gelirsiniz’ diyordu. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun inşallah. Melek oldu uçtu gitti.”