Başbakan Binali Yıldırım, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndaki araç teslim töreninde konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndaki (AFAD) araç teslim töreninde gündeme dair açıklamalarda bulunurken Suriyelilere yapılan yardım konusundaki eleştirilere de değindi.
“EMPATİ YAPMAK ZORUNDAYIZ”
Başbakan Yıldırım: “Bazen ileri geri laflar ediliyor, ‘3,5 milyon Suriyeliye niye bu kadar para harcıyorsunuz, ne yapıyorsunuz?’. Empati yapmak mecburiyetindeyiz. Biz hayatı tehlikede olan, darda, zorda olan, yerinden yurdundan kaçmak, bütün hatıralarının olduğu yerleri bırakmak zorunda olan insanlara kapımızı kapatamayız. Bizim kültürümüzde bu yok. İnancımızda bu yok. Tabii ki bağrımızı açtık. Tabii ki soframıza onları dahil ettik. Bunu asla bir para, hesap, kitap meselesi yapmadık, yapmayız.”
Yıldırım’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Biz hayatı tehlikede olan, zorda olan, yerinden yurdundan kaçmak zorunda kalan insanlara kapılarımzı kapatmayız. AFAD, Kızılay, TİKA gibi kuruluşlarımızda ulaşılamayan noktalara ulaştık. Yardımlarımızı götürmeye başladık. Bu bizim ülkemiz için büyük bir itibardır. Büyük bir artı değerdir.
“DEPREM HARİTASI GÜNCELLENDİ, NEREDE, HANGİ TEHLİKE VAR GÖREBİLİYORUZ”
Aslında Türkiye depremlerle yaşamaya mecbur olan bir ülke. Doğudan batıya, kuzeyden güneye her yer deprem bölgesi. Deprem haritası güncellendi. Nerede hangi tehlike var görebiliyoruz. Bundan sonra depremlerden büyük felaketler olursa ‘ne yapalım?’ deme şansımız yok. Bundan sonra yapılarda bu yapıların yerleşmesi lazım. Vatandaşın eğitilmesi lazım, zaman zaman sahada uygulamanın yapılması lazım. Bunu AFAD’ın, İçişleri Bakanlığının yapması lazım.
“KARŞILIĞINI AYNEN VERECEĞİZ”
Bazen arazi şartları kötü olsa dahi bu tür çalışmalar yapılmak durumunda. Fırat Kalkanı Harekatı’nın esası da budur. Oradan Kilis başta olmak üzere, Gaziantep’e ulaşan tehditlere karşı gerekli operasyonlar yapıldı ve orada şu anda sıkıntı yaşanmıyor. Benzer şekilde, yine güney sınırlarımızın herhangi bir yerinde bu ve buna benzer, sınır güvenliğimizi tehdit eden, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğine tehditler, tacizler oluyor. Bunlara da karşılığını aynen vereceğiz. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Uluslararası hukuktan da kendi hukukumuzdan da doğan bir hakkımızdır. Bizim amacımız bölgede terör varlığını sona erdirmek. Bölge halkının yeni acılara tekrar maruz kalmasının önüne geçmek.
“KİMSENİN NASİHATTE BULUNMASINA GEREK YOK”
İdlib’de rejim güneyden girdi, bir sürü insan kuzeye doğru hareket ediyor. Afrin’de aynı şekilde yönelme var. Bunların tedbirlerini alacağız. Bu konuda da hiçbir tereddüt yok. Kimsenin bize nasihatta bulunmasına gerek yok. Bölgenin istikrarını sağlamak gibi bir sorumluluğumuz var.
“İLERİ GERİ LAFLAR EDİLİYOR”
Bazen ileri geri laflar ediliyor, ‘3,5 milyon Suriyeliye niye bu kadar para harcıyorsunuz, ne yapıyorsunuz?’. Empati yapmak mecburiyetindeyiz. Biz hayatı tehlikede olan, darda, zorda olan, yerinden yurdundan kaçmak, bütün hatıralarının olduğu yerleri bırakmak zorunda olan insanlara kapımızı kapatamayız. Bizim kültürümüzde bu yok. İnancımızda bu yok. Tabii ki bağrımızı açtık. Tabii ki soframıza onları dahil ettik. Bunu asla bir para, hesap, kitap meselesi yapmadık, yapmayız.