Alucra Demirözü Köyü

Dostoyevski tam kurşuna dizilecekti ki…

Dostoyevski tam kurşuna dizilecekti ki…
Bu haber 12 Aralık 2017 - 12:38 'de eklendi ve kez görüntülendi.

Efsane romancının idamdan son anda kurtuluşunun hikâyesi…

dostoyevski

Yıl 1812’ydi; Çarlıkların Fransa’yı yendiği zamanlar. Halk büyük baskı altındaydı ve onlara I. Aleksandr’ın baskıcı rejiminden bunalmış aydınlar ve genç subaylar da dâhildi. Çarlığa karşı ayaklanmaya başladılar. Bu süreç uzun yıllar alacaktı.

1825’te büyük bir ayaklanma gerçekleştirdiler; ama sonuç başarısızlıktı. Sonrası idam, sonrası hep sürgün.

1840’ta bir grup genç Petersburglu Mihail Bataşeviç-Petraşevski’nin evinde gizli toplantılar düzenlemeye başladı. Her Cuma buluşup sabahlara kadar Rusya’nın hâlinden yakınıyorlardı. Bu ev 1849’da basıldı ve gençler devrim propagandası yapmak suçuyla Peter Paul Kalesi’ne kapatıldı. İçlerinden biri 1946’da ilk kitabı “İnsancıklar”ı çıkaran Fyodor Mikhailovich Dostoyevski’ydi ve 28 yaşındaydı.

Dostoyevski tam kurşuna dizilecekti ki...

Dostoyevski sorguda

Dostoyevski, tam 8 ay sorgudaydı; tam 8 ay hücresinde kaderinin şekillenişini bekledi. Sonunda hükmü verildi, Noel’den 3 gün önce asılacaktı.

Dostoyevski dört duvar içinde tüm hayatını düşünüyordu şimdi. Sadece geçmişi ve eğer bir değeri kaldıysa şu anı vardı. Tüm zihnini, kalbinin yönünü, aklının tüm yaratıcılığını değiştirecek o an yaşanacaktı. Dostoyevski, artık ölüm anını bekliyordu.

Beklenen gün

Sonunda o gün gelip çattı; 22 Aralık. Günün hangi diliminde gerçekleşeceğini bilmediği, sessizce beklediği anı kafasında canlandıramıyordu.

Gece yarısında ona emreden seslerle uyandı. Buz kesen bir hava ve yankılanan sesler topluluğu ile yürümeye başladılar. Bir kapının sesi duyuldu, sonra başka kapılar, açılan sürgülerin bıraktığı keskin metal tadı kulaklarında çınlıyordu. Şu an hayat, sanki sesten ibaretti.

Sonunda bir arabaya bindirildi. Yanında asla konuşmayan 9 kişi daha arabadaydı şimdi ve onların yüzü en az demir araba kadar demirdi.

Dostoyevski tam kurşuna dizilecekti ki...

Göz kamaştıran ölüm

Seminovski Alanı’na getirildi Dostoyevski ve arkadaşları. Bir gardiyan geldi ve hiç konuşmadan bağları çözdü. Hepsine ölüm yazgıları okundu, haç öptürüldü, başlarının üzerinde kılıç kırıldı ve beyaz gömlekleri giydirildi. Sonra 3 kişi kurşuna dizilmek üzere öne çıkarıldı; Dostoyevski altıncı sıradaydı.

Biraz ileride annesini, babasını, kardeşini ve karısını gördü ya da öyle düşündü. Çok uzaktan bir başkasının hayatını izlemek gibiydi idam sehpasında olmak. Sanki tan kızıllığı vakti de özellikle tercih edilmişti. Tüm bu kızıllık bulutlar arasında dağılırken her şey o kadar mükemmeldi ki, insan öleceğine inanamıyordu.

Bir anda tüfekler mekanizmalarının verdiği sesle hizaya durdu. Trampet sesleri silahlara eşlik ederken infazcıların üniformaları insanın gözünü kamaştırıyordu.

Yaşamın son dakikaları

Dostoyevski, son 5 dakikasında hâlâ düşünüyordu. Son dakikalarını üçe ayırdı aklında. İki dakikasında dostlarına veda etmeli, iki dakikasında düşünmeli ve kalan bir dakikasında da son bir kez dönüp dünyaya bakmalıydı. Yanında duran Plasçev ve Dourov’a sarılacak zamanı buldu. Sonra kardeşini düşündü; onu ne çok sevdiğini.

Tam bu sırada bir ses duyuldu: “Dur!” Bir subay elinde bir kâğıtla olay mahalline doğru yürüdü. Kazığa bağlanmış olanlar geri getirildi. ”Gafur ve Rahim Çar Hazretlerinin kutsal arzusu” girizgâhından sonra hükmün bozulduğunu ve hafiflediğini bildirdi.

Dostoyevski, Sibirya’da 4 yıl ağır hapis ve 4 yıl askerliğe mahkûm edilmişti.

Keşfedilen yaşam

Dostoyevski ölümle tanışmış; ama aslında yaşamın ta kendisini keşfetmişti. Cezası bittiğinde yorgun bedeniyle hayattaydı; ama bedeninden ve ruhundan coşan bir yaşam vardı.

Çünkü Sevgili Nietzsche’nin de dediği gibi, “Hayatı kaybetmenin kıyısına yaklaşanlar, onu daha iyi tanırlar”dı.

Damla Karakuş

[email protected]

POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA