Siyaset kazanı fena kaynıyor. Muhalefet, Erdoğan karşısında daha önce denenen cepheyi sağlamakla meşgul. Ortadaki garabet durumu tabanına açıklaması gerekense Kılıçdaroğlu’dan başkası değil..
ADAY
2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine neredeyse 2 yıl var, ama ister istemez seçim havasına erken girdik. Bu da oldukça normal çünkü bu kez Türk siyaseti geri dönüşümü olmayacak şekilde değişecek. Üstelik ondan önce de yerel seçimler var ki, onun diğer iki seçime (aynı anda yapılacak olan genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri) katkısı yadsınamaz.
Dolayısı ile önceki sistemin boşluklarına yan gelip yatan, yıllarca siyaset üretmeden hükümetlere eklemlenen koalisyoncu marjinallere artık yer yok.
Herhangi bir şekilde hükümet kurmak için yüzde 50 artı 1 oy gerektiği ve bu rakama da hemen hemen hiçbir parti ulaşmadığı için, ister istemez ittifaklar da seçim öncesi yapılacak.
Nitekim en hızlı ve pragmatik davranan Sayın Devlet Bahçeli oldu.
Partisinin ilkelerinden ödün vermeden Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti adayını destekleyeceklerini açık ve net söyledi.
Bunu söylerken karnı ağrımadı, çünkü zaten iki partinin tabanı çeşitli konularda kesişme kümesi oluşturuyorlardı. Ortak bölen milliyetçilikti.
Ak parti ise, eğer seçmen teveccüh ederse daha birinci turda adayını seçtirebilir. Anketlere göre bu büyük olasılık. Küçük olasılık ise %1-2 gibi bir katkıya ihtiyacı olması ki Bahçelinin açıklaması ile bu da fazlasıyla elde edilecek.
Yani, harp-darp olmazsa seçimin sonucu belli.
Asıl sorun muhalif kanatta.
Bir kere %50’ye yaklaşmaları için “hepsinin” bir araya gelmesi gerekiyor ki o zaman da kesin bir şey yok. AK Parti ve MHP dışında kalan seçmen %40’ı ancak buluyor.
Yani durum umutsuz.
Üstelik bu “hepsinin bir araya gelmesi” zorunluluğu da Türk siyaseti açısından bir etik sınavı oluşturuyor.
CHP lideri için Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile el sıkışmakta bir sorun olmayabilir. Ancak CHP ve avaneleri Madımak provokasyonundan dolayı dönemin Sivas Belediye Başkanı Karamollaoğlu’na yıllarca ağır suçlamalarda bulundular. Esasen Karamollaoğlu hiçbir konuda suçlu bulunmadı ama kara çalma konusunda uzman CHP şimdi o tükürdüklerini nasıl geri yalayacak? Bu hem merak konusu hem de siyasi etik konusu. Üstelik bütün bu sıkıntı yüzde biri bile bulmayan bir oy katkısı için olacak. CHP tabanı bunu nasıl hazmedecek?
CHP liderinin cumhurbaşkanlığı için elini sıktığı ikinci lider Meral Akşener. Yani CHP tabanının yıllarca “faşist tosuncuklar” diye adlandırdıklarının en “hayırsızlarının” kendi partilerini terk edip etrafında toplandıkları eklektik yapı. CHP lideri bunu tabana nasıl hazmettirecek bu da bir başka konu.
CHP adayı etrafında toplanması muhtemel bir diğer siyasi grup da HDP. HDP ve seleflerinin bağımsız değilse bile özerk bir “Kürdistan” hayali içinde olduklarını bilmeyen herhangi bir CHP’li var mı acaba? Gerçi CHP lideri tabanının bir kısmını ödünç verip HDP’ye baraj atlatmakta bir beis görmemişti. Ama meclise giren HDP’nin siyaset dışında her şey yaptığını, meclise gelmek yerine hendeklere girip iç savaş başlatmaya çalıştığını, darbe ihanetinde bir köşeye pusup vazife beklediğini CHP tabanı gördü. Aslında CHP seçmeni, HDP ile birlikte AK Parti’yi değil, Türkiye’yi salladığını, Türkiye devrilirse altında kendisinin de kalacağını çoktan anladı. CHP liderinin bu konuda da işi zor. Bir yandan “AK Parti adaları Yunanistan’a bıraktı” diye milliyetçilik “kasarken” (gençler seviyor bu deyimi), diğer yandan da ülkenin yarısını bölmeyi planlayan bir parti ile işbirliğine gittiğini nasıl izah edecek, o da merak konusu.
Ve asıl sorun da CHP bayrağı altındaki adayın kim olacağı.
CHP ve bilinen tüm sol oylar yüzde 25 bandını aşamıyor. Yani özetle geri kalan yüzde 25 oy sağdan alınacak. Şimdi, CHP lideri kendisi aday olsa veya soldan bir aday gösterse sağdan bir tek oy gelmez. Öyle ise aday da mecburen sağdan olacak. Bu konuda sol seçmenden korkmanın bir anlamı yok çünkü onlar zaten kuzu kuzu gidip CHP adayına oy verecekler (Bu arada AK Partililer hep koyun tabi), öyle ise sağın da oy verebileceği bir aday bulmak lazım.
Yani yeni bir Ekmelettin vakası.
Fakat o da CHP içinde hala kanayan bir yara. Neredeyse partiyi bölüyordu.
Yani öyle birini tabana yutturmak da zor artık.
80 yıllık CHP bir cumhurbaşkanı adayı çıkaramayıp sağdan oy bekliyor ve sağ liderleri iktidara getirmek zorunda kalıyorsa, bu ayıp Türk soluna bir asır daha yeter.
Ve tabi bir de “eşi başörtülü, cumhurbaşkanı olamaz” diye ortalığı yıktıkları, muhtıralar verdirdikleri, meclisten kaçtıkları, emekli hakime 367 dolabı çevirttikleri Abdullah Gül’ün etrafında toplanma ihtimalleri de var.
İşte o zaman benim için Türkiye’de muhalefet biter.
Ama HDP, Saadet ve İyi parti bir araya gelebiliyorsa Abdullah Gül’ün arkasında hizalanmaları da yüzsüzlük sayılmaz artık.
Asıl onların hepsini bir potada eritebilecek üst akıl önemli.
Pensilvanya ölmedi daha…
@kalemciler