Zeytin Dalı 2. ayına girdi. Asıl işler, petrol kuyularının denetimi sorununa gelince çirkinleşecek.
ABD oraları terk etmeyecek, kapısında da köpeklerini bağlı tutacak.
DAHA FIRAT’IN BATISINDAYIZ
Zeytin Dalı operasyonu ikinci ayına girdi
Suriye iç savaşı ise yedinci yılına,
Bütün o kafa kesmelerden, DAEŞ, YPG, PYD kaosundan, komünistçilik, kantonculuk soytarılıklarından sonra takke düştü kel göründü.
Vesayet savaşlarının üzerindeki o ince tül sıyrıldı.
Bu terör örgütleri arasındaki geçişlilik, lazım olanın lazım olduğu yerde kullanılması ifşa oldu.
Artık kimsenin Arap baharından, Suriye’nin demokratikleşmesinden falan söz ettiği yok
ABD, Suriye’nin kuzeyini bölüp, Kuzey Irak’ta de facto oluşturduğu Kürt özerk bölgesine ekleyerek Akdeniz’a açılan bir kukla Kürt devleti kurmak, bölge petrollerini Lazkiye’den sorunsuz çekmek istiyor.
Rusya, Baas rejimi döneminde kurduğu derin ilişkileri ve Doğu Akdeniz’deki tek üssünü korumak istiyor, oradan çıkarsa nüfuz alanı Kuzey Kafkasya’ya kadar geri çekilmiş olacak.
İran çok daha hırslı, Irak ve Suriye üzerinden Lübnan’a kadar nüfuz bölgesi kurmak istiyor, silahı ise mezhepçilik.
ABD dışında herkes Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduğunu söylüyor (gerçi ABD’de “söylüyor” da, inanan yok.) ama Suriye’nin insan bütünlüğünden söz eden yok.
Bu kadar insan nerede? Vatanına nasıl dönecek? Dönse ne yapacak? Bu tür insani kaygılardan muaf hepsi.
Evet, “ülkenin yeniden inşası” diye Çin dahil bütün “müteahhitlerin” ağzını sulandıran bir pasta var ortada ve tabi bunu Suriye halkı petrolü ile ödeyecek. Hatta muhtemelen savaş boyunca kendisini öldürenlerin masraflarını da savaş zarar ödentisi olarak karşılayacak.
Irak hala ödüyor mesela.
Geliyorlar, hem ülkeni bölüyorlar hem seni öldürüyorlar hem de faturayı sana kesiyorlar.
Özetle ABD’nin de, Rusya’nın da İran’ın da bir milyonu katledilmiş 7-8 milyonu mülteci durumuna düşmüş Suriye halkına ne olacağı konusunda hiçbir planı yok. Hatta bu insanlarla organik bir bağ içinde bile değiller.
Şu anda Suriye’de Suriyeliler için savaşan ve onların evlerine dönmeleri için uğraşan bir tek Türkiye var. Türkiye hem üzerindeki sığınmacı yükünü azaltmanın yolunu hem de sınır güvenliğinin sağlanmasını Zeytin Dalı harekâtında görüyor. Dolayısıyla Türkiye’nin Suriye’de “gözü yok”
Türkiye’nin yaptıkları hem insani açıdan meşru hem de milli çıkarları ile uyumlu.
Tam da bu nedenle her üç ülke tarafından Suriye’de istenmeyen tek ülke de Türkiye.
Nasıl yapacaklarsa, çoğunluğu Türkiye ve Ürdün’deki yaklaşık 7-8 milyon Suriyelinin sorununu Türkiye’siz çözecekler.
Bu harika fikre sadece onlar değil, bizim muhalefet de sahip. Afrin’e, Münbiç’e girmeden böyle uzaktan kumanda ile mültecileri geri gönderebileceklerini sanıyorlar. Bazıları daha da gerçekçi (!) Beşar Esad ile oturup konuşarak Suriye ile bütün sorunlarımızı halledebileceğimizi öne sürüyorlar ki o Esad daha dün Doğu Guta’da kendi vatandaşlarını bombalayıp çoluk-çocuk demeden 500’ünü katletti 2 binini yaraladı.
Harekât ağır bedellerle sürüyor elbette, ve esasen şu ana kadarı da kolay kısmı idi. Çünkü asıl petrol kuyuları Fırat’ın doğusunda, bu nedenle kendisine devlet kuracağını sanan hevallerin bu tarafta Türkiye tarafından “etkisiz hale getirilmeleri” ABD’nin çok da umurunda değildi. ABD, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna geçmemesi için her türlü oyalamayı yapacaktır. Asıl işler, petrol kuyularının denetimi sorununa gelince çirkinleşecek.
ABD oraları terk etmeyecek, kapısında da köpeklerini bağlı tutacak.
@fikircibey