Firmalar artık beynimize hizmet verecek

Sapiens ve Homo Deus’un yazarı, tarihçi Yuval Noah Harari, Davos’ta konuştu.

Gökhan Mert GÜNAYDIN / [email protected]

Artık teknolojik gelişmeler üzerinden yeni buluşlar üreten firmaların beynimize göre şekilleneceğini savunan Harari’nin ileriye yönelik düşünceleri şu şekilde:

“TÜRLER DEĞİL ZİHİNLER GELİŞECEK”

“Artık Homo Sapiens türünün son örnekleriyiz. Artık sadece beyin evrim geçirmeye devam edecek. Teknoloji üreten firmalar artık bize veri üreterek beynimize yerleştirecek ve bu verileri satacak. Firmalar artık tekstil, silah veya araçlar değil, yeni beyinler ve zihinler geliştirecek.

“VERİ EN BÜYÜK VARLIK GÖSTERGESİ”

Eski zamanlarda arazi almak varlık göstergesiydi. Üstüne inşa edilen daha fazla bina sayesinde insanlar güçlerini gösteriyordu. İnsanlar bunun yüzünden aristokratlar ve halk olarak sınıflara ayrılıyordu. Son iki yüz yılda ise artık makine üretmek güç göstergesi haline geldi. Ne kadar fazla makine arttıysa insanlar kapitalistler ve işçi sınıfı olarak ikiye bölündü.

Artık günümüz modern çağında veri en önemli varlık haline geldi. Ama insanlar ne kadar çok veriye erişirse sınıflara değil türlere ayrılacak.

“İNSANLAR DA HACK’LENEBİLECEK”

Data şu yüzden önemli; Bilgisayarı hack’leyebiliyorken artık insanlara bu veriler verildiğinde insanları da hack’leyebiliyor olacağız. Bu satın alınacak veriyle ilgili değil. Bizi biz yapan vücut verimizi hack’leyebilecekler. Düşünsenize, tüm devletlerin istihbarat kuruluşları sizin 24 saat boyunca ne yediğinizi ne yaptığınızı kimle konuştuğunuzu vücudunuz üzerinden görebilecek.

150 yıllık çalışmalarımızın sonucunda organizmaların aslında bir algoritmadan ibaret olduğunu öğrendik ve artık bu algoritmaların şifresini çözme yeteneğine kavuştuk.

Metro ile her gün bir dünya turu .

“SOSYAL MEDYADA GEZERKEN PROFİL ÇIKARACAKLAR”

Bu algoritma şifresi yüzünden insanlık hack’lenebilecek. Sosyal medyada, bir alışveriş sitesinde telefonumuzla gezerken veya video izlerken göz hareketlerimizden, kalp atışlarımızdan, zihin aktivitelerimiz üzerinden bizi profilleyebilecek. Cinsel eğilimlerimize göre bile ürünleri karşımıza çıkaracaklar. Biz bunun farkında olmayacağız fakat onlar bunu yapacaklar.

“ABD VE İSRAİL BU TEKNOLOJİ ÜZERİNDE ÇALIŞIYOR”

Bu dijital gelişim bir ‘dijital diktatörlük’ yaratabilir. Her insanı demokratik bir sistem yerine tek bir çatı altında beyinlerine bu verileri yollayarak insanın hür iradesini tehlike altına alabilir. Makine ve bilimin gelişmesiyle yönetim şekilleri değişebilir. Ne kadar şu anda ABD ve İsrail demokratik gözükse de bu veri üzerinde en fazla çalışan ülkeler onlar ve onlar bunu yapmayı daha çok istiyor.

Verinin sahipliği konusunda bilimcilere, hukukçulara, filozoflara hatta şairlere danışmamız gerekiyor. Sadece insanlığın değil, tüm yaşamın geleceğini ilgilendiren bir çıkmaza doğru gidecek.

Bugün insanların çoğu, veri denince ne satın aldığı, hangi linke tıkladığını düşünür ama önemli olan biyolojik verilerdir. Hack edilecek tek şeyin bilgisayarlar olduğunu sanıyorlar ancak beden çok daha büyük bir hedef. Asıl hedef beyindir.

“HER ANIMIZ İZLENECEK”

Ülkem İsrail, Batı Şeria’da dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir takip sistemi inşa ediyor. İnsanların her anlamda her adımını kontrol etmeye çalışıyor. Çin, Kuzey Kore ve ABD de öyle. Ancak bugün bu takip hala geleneksel sistemler üzerinde yürüyor. Yarın bir akıllı bileklik takmaya mecbur kalacağımız yapılarda işler daha da değişecek. Sokakta liderinizin posterini gördüğünüzde ne hissettiğinizi merkeze rapor edecek tarzda sistemlerden söz ediyorum.

İyi niyetli bir küresel anlaşma olmazsa hiçbir devlet geride kalmak istemeyez. Bu sorunun çözümü birçok farklı grubun ortak çalışmasıdır. Mahremiyet ve iyi hizmet arasındaki çizgiyi aşmamak kaydıyla bu iyi bir gelişme olacaktır.”