Alucra Demirözü Köyü

Kızıldeniz’in haritası yeniden çiziliyor

Kızıldeniz’in haritası yeniden çiziliyor
Bu haber 05 Ocak 2018 - 16:00 'de eklendi ve kez görüntülendi.

Kızıldeniz’de yaşanan askeri, siyasi ve ekonomik gelişmeler, bölgedeki uluslararası ve bölgesel ittifaklar ile hakimiyet haritasının yeniden şekillenmesine neden oluyor.

Kızıldeniz’de yaşanan askeri, siyasi ve ekonomik gelişmeler, bölgedeki uluslararası ve bölgesel ittifaklar ile hakimiyet haritasının yeniden şekillenmesine neden oluyor.

Kızıldeniz'in haritası yeniden çiziliyor

STRATEJİK KONUMU OLDUKÇA ÖNEMLİ

Söz konusu gelişmeler, Kızıldeniz’in doğuda Suudi Arabistan ve Yemen, güney ve batıda Eritre, batıda Sudan, kuzey ve batıda Mısır, kuzeyde Ürdün ve İsrail ile güneyde Cibuti ve Somali’ye sınırı olması ve kuzeyinde Süveyş Kanalı, güneyinde Babu’l Mendeb Boğazı’na açılan stratejik konumu nedeniyle önem arz ediyor.

Kızıldeniz'in haritası yeniden çiziliyor

DOĞU BATI ARASINDAKİ EN KISA YOL

Kızıldeniz, 1869’da Süveyş Kanalı’nın açılmasından sonra doğu ile batıyı birbirine bağlayan en kısa ve en seri su yolu haline geldi. Körfez’de petrolün bulunmasıyla Kızıldeniz, Avrupa ve Amerika’ya petrol sevkiyatının yapıldığı stratejik bir su yolu olarak daha fazla ehemmiyet kazandı. Tüm bu özelliklerinin yanı sıra Avrupa ve Amerika’dan Asya ve Afrika’ya, Japonya ve Çin’den Afrika ve Batı ülkelerine gerçekleşen ticaretin yüzde 10’luk kısmı da Kızıldeniz üzerinden yapılıyor.

Uluslararası güçlerin, dünyadaki çekişme bölgelerine ve farklı bölgelerdeki üslerine asker göndermede kullandığı Kızıldeniz, tüm bu sebeplerden ötürü büyük güçlerin hedefi oluyor. Büyük güçler, uluslararası ticareti ve petrol gemilerini korumak ya da terörle mücadelede kullanmak üzere burada askeri üsler kuruyor.

KIZILDENİZ MÜCADELESİNDE TÜRKİYE DE VAR

Kızıldeniz üzerindeki bu mücadelenin yanı sıra son dönemde bölgenin kalkınmasını ve buradaki kaynakların bölge halklarının desteklenmesinde kullanılmasını hedefleyen yeni bir akım da ortaya çıkmış durumda. Türkiye ile Sudan’ın, Kızıldeniz’deki Sevakin Adası’nın yeniden ihya edilmesini öngören anlaşması bunun en güzel örneğini teşkil ediyor.

Kızıldeniz’deki siyasi ve ekonomik projeler ile siyasi anlaşmaları şu şekilde sıralamak mümkün:

KALKINMA PROJELERİ
SEVAKİN ADASI

Türkiye ve Sudan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 24-26 Aralık tarihlerinde Sudan’a gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında, adanın aslına uygun olarak yeniden inşa ve ihya edilmesini öngören anlaşma imzaladı.

Sudan Dışişleri Bakanı İbrahim Gandur söz konusu anlaşmayla ilgili “Erdoğan Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’den yeniden ihya edilmesi ve yatırımda bulunulması için adanın bir süreliğine kendilerine tahsis edilmesini istedi. Beşir, adanın eski önemini geri kazanması ve hac yolu haline gelmesi için bu talebi kabul etti. Bu iki ülke arasındaki yatırım ortaklığıdır ve normal bir durumdur.” açıklamasında bulundu.

Sevakin Adası, Kızıldeniz’in batısında, Sudan’ın doğusunda, başkent Hartum’a 560 kilometre, Port Sudan Limanı’na 70 kilometre uzaklıkta bulunuyor. 20 kilometrekare yüz ölçümüne sahip olan ada üzerindeki 370’den fazla konut ve devlet arazisini Türkiye yeniden restore ederek turizm bölgesine dönüştürecek.

TİRAN VE SANAFİR ADALARI

Tiran ve Sanafir adalarının egemenliğinin Suudi Arabistan’a geçmesini öngören anlaşma, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in Mısır ziyareti esnasında 8 Nisan 2016’da imzalandı. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, iki ülke arasında imzalanan anlaşmayı 24 Haziran 2017’de onayladı.

Mısır’da büyük tartışmalara neden olan anlaşmanın iki ülkenin karşılıklı olarak evrakları teslim etmeleriyle yürürlüğe girmesi öngörülse de taraflar henüz bununla ilgili bir tarih belirlemiş değil.

Kızıldeniz’in kuzeyinde Akabe Körfezi yakınlarında yer alan Tiran ve Sanafir adalarının söz konusu Körfez’deki deniz ulaşımı bakımından stratejik önemi bulunuyor. Tiran ve Sanafir, İsrail ile Mısır arasında imzalanan barış anlaşması gereğince C bölgesi kapsamında yer alıyor. Suudi Arabistan, adalarda turizmle ilgili projeleri hayata geçirmeyi amaçlıyor.

NEOM PROJESİ

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman 24 Ekim 2017’de, Suudi Arabistan, Ürdün ve Mısır toprakları üzerinde 26 bin 500 kilometrekarelik bir alan üzerinde inşa edilecek ve 500 milyar dolara mal olacak devasa yatırım projesini kamuoyuna duyurdu.

Suudi Arabistan’ın kuzeybatısında yer alan Neom bölgesi kuzey ve batıdan Akabe Körfezi ile Kızıldeniz’e açılırken doğudan da 2 bin 500 rakımlı dağlarla çevriliyor. Akabe Körfezi ve Kızıldeniz kıyıları boyunca uzanacak olan bölge Afrika ülkelerini birbirine bağlayacak. 2025 yılında açılması planlanan bölgede 2020 yılında sınırlı yatırımlar yapılacak.

KIZILDENİZ PROJESİ

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed, temmuz ayı sonunda, 2030 vizyonu kapsamında, Emlec ve El-Vech kentleri arasındaki 50’den fazla ada üzerinde inşa edilecek ve Kızıldeniz’de 200 kilometrelik sahil boyunca uzanacak yeni bir turizm projesinin duyurusunu yaptı. Projeye 2019’un üçüncü çeyreğinde başlanılması, ilk aşamasının da 2022’nin son çeyreğinde bitirilmesi planlanıyor.

TÜRKİYE’NİN BÖLGEDEKİ GÜCÜ

Türkiye’nin de bölgede aktif rol oynadığı Kızıldeniz arenası aslında sadece Türkiye için değil, uluslararası siyaset için de önemli bir güzergah. Bölgede Türkiye dahil onlarca ülkenin askeri ve stratejik üsleri bulunurken, Türkiye’nin de burada “ben varım” diyerek girişimde bulunması, Kızıldeniz’de söz sahibi olmak istemesinin en önemli göstergesidir.

Bununla birlikte Somali ve Katar’daki üsler ile Sevakin limanı koordineli olarak önemli bir güç üçgeni oluşturacak. Sevakin ile birlikte toplamda bir milyon kilometreden fazla bir alanda güç elde edecek olan Türkiye’nin Somali’de bulunması, uluslararası statü elde etmek açısından oldukça başarılı bir hamle olacak.

ASKERİ ÜSLER VE ULUSLARARASI YAPILANMALAR

Bölge bir önceki başlıkta da bahsettiğimiz gibi oldukça karmaşık bir yapıya sahip. Hemen hemen onlarca ülkenin askeri üs, stratejik konum ve statü elde ettiği bölge çoktan paylaşımı tamamlanmış durumda.

Yemen, Eritre, Somali ve Babül Mendep boğazı çevresinde BAE, Suudi Arabistan üsleri bulunurken, yine aynı çevrede İran ve İsrail’in de askeri üsleri mevcut durumda. Bölgede İtalya, ABD, İngiltere, Fransa Japonya ve Çin’in de üslerinin bulunduğu düşünülürse, binlerce kilometre öteden gelerek üs kuran bu ülkelerin yanında Türkiye’nin kültürel ve tarihi bağlarının da bulunduğu Somali’de liman elde etmesi “ne işimiz var oralarda” sorusunu soranlara verilecek en iyi cevap oluyor.

POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA