Sözcü Gazetesi sahibi firari sanık Burak Akbay ve gazetenin 3 çalışanının yargılandığı FETÖ davasında Fehmi Koru ve Rahmi Turan tanık olarak ifade verdi.
Hakkında yakalama kararı bulunan Sözcü Gazetesi sahibi firari sanık Burak Akbay, gazetenin Mali İşler Müdürü Yonca Yücekaleli, internet sitesinin sorumlu müdürü Mediha Olgun ve muhabir Gökmen Ulu’nun yargılanmasına devam edildi. Sanıkları avukatları temsil etti.
“2010 YILINDA BİR YAZIMDAN HAREKETLE BAŞKA ŞEYLER YAZILDI”
Duruşmanın başlamasıyla birlikte tanık dinlemesine geçildi. Bir önceki celse duruşmaya çağrılmasına rağmen katılmadığı gerekçesiyle hakkında zorla getirme kararı çıkarılan gazeteci ve yazar tanık Fehmi Koru, “Çağrı yapılmadığı için önceki celseye katılamadım. Bu duruşmaya da çağrılmadım ancak kendim tarihi öğrenip geldim. Konu benim için çok dar. Gazetenin, kuruluş felsefesi ve 3 çalışanı hakkında kişisel bilgilere sahip değilim. 2010 yılında bir yazımdan hareketle başka şeyler yazıldı. O yazım sebebiyle savcılıktan çağrıldım. Bir gezi sırasında Ertuğrul Akbay, oğlunun öğrenci olduğunu, güzel insanlarla tanışarak yurt dışında dini hassasiyetlere sahip bir insan olarak yetiştiğini söylemişti.” dedi.
Koru, o güne doğru geri dönüp baktığında, Akbay’ın o dönemin içinde mübalağalı, övünme meselesi olarak, o günün şartları gereği söz konusu sözleri söylediğini ve gerçek olmadığı hissine kapıldığını belirtti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Koru’ya, “Ertuğrul Akbay ile aranızda tam olarak nasıl bir konuşma geçti?” diye sordu. Koru, konuşulanların çok genel şeyler olduğunu söyledi.
“ÇOCUĞUNU ÖVMEK İÇİN SÖYLEDİ”
Başkan bu kez, Akbay’ın, “Güzel insanlar” ifadesinde cemaati mi kastettiğini, konuşmada FETÖ mü geçtiğini sorunca Koru, “Bu olay 1990’lı yılların başında yaşandı. O zaman FETÖ yoktu. Cemaat diye adlandırılan bir grup vardı. Ben o konuşmayı yurt dışında başka insanlar olmadığını düşünerek oraya çektim. O sırada çocuğunu övmek için böyle bir şey söylediğini düşünüyorum.” yanıtını verdi.
Koru, firari sanık Burak Akbay’ın avukatı İsmail Yılmaz’ın, “2010 yılında Taha Kıvanç takma ismiyle yazdığınız yazıda Sözcü’nün cemaat projesi olduğunu iddia ederken hangi bilgi, bulgu, ve belgeye dayandırdınız?” sorusuna ise “O köşe kulis yazılarının yer aldığı bir köşeydi. Yazımın geneli dikkate alındığında mizahi bir bitiş olsun diye öyle bitirdim.” şeklinde yanıt verdi.
“İŞSİZ ARKADAŞLAR İÇİN BEN TEKLİF ETTİM”
Koru’dan sonra, Sözcü Gazetesi Baş yazarı Rahmi Turan tanık olarak verdiği ifadesinde, Sözcü gazetesini kendisinin kurdurduğunu belirterek, “Gözcü Gazetesi kapatılınca ben çok eski arkadaşım olan Ertuğrul Akbay’a haber verdim. Gözcü’nün kapandığını, tirajının 120 Bin civarında olduğunu söyleyerek, ‘Sizin de makineleriniz var, teknik alt yapınız hazır. Gözcü’de de ekibiniz var bu ekibi alarak devam edebilirsiniz’ dedim. Teklifi arkadaşlarım işsiz kalmasın diye ben yaptım. Burak Akbay, Ertuğrul Akbay ve ben konuştuk, Gözcü’nün bir harfini değiştirip yeni bir isim koymaya karar verdik. Kadro zaten hazırdı. O eski kadro olduğu için Sözcü’ye geçti.” dedi.
“SÖZCÜ FETÖ İLE İLİŞKİLİ OLSA BÜYÜK REKLAMLARLA GİRERDİ”
Sözcü’nün FETÖ ile ilişkilendirildiğinde tüylerinin diken diken olduğunu söyleyen Turan, “Burak Akbay’ı doğduğu günden bugüne tanırım. Okula gittiği Sarıyer’deki Dost Koleji’ni bitirdiği yılları hatırlıyorum. Sonrasında İsviçre’ye gitti. FETÖ okullarında okuduğunu söylemek uzaydan uydurma geliyor. Bu iddiaların hiçbirinin doğru olmadığını düşünüyorum. Reklam yapılamadı başlarda hatta kurulduğu vakit 60 bin civarı sattı. Eğer FETÖ ile ilişkili olsa büyük reklamlarla girerdi. Sözcü, sonraları kamuoyunun sevdiği yazarlarla birlikte giderek büyüdü. Yapı muhalif bir yapıydı hala da öyledir. Kapanan Gözcü de öyleydi. Bütün iktidarlara muhalifti.” ifadelerini kullandı.