İzmit’te yaşayan Şerafettin Ergül, 45 yılda yaklaşık 200 bin kitap biriktirdi. Ergül’ün sığınağında 1800 yıllardan günümüze ait kitaplar bulunuyor.
Yurdun dört bir yanından ve aynı zamanda da yurt dışından da kitap toplayan Şerafettin Ergül evi ve oturduğu apartmanın sığınağında 200 bin adet kitap biriktirdi.
Kent merkezinde kitapevi bulunan Şerafettin Ergül’ün 45 yıllık birikimi arasında 1800’lü yıllara ait kitaplar da bulunuyor. Şerafettin Ergül aynı zamanda eski para, pul ve plaklar da topluyor. Tarihi değeri olan kitaplarının da bulunduğunu belirten Ergül,
“Yaklaşık 45 yıldır kitap biriktiririm. 200 binin üzerinde kitabım var. Bunların içerisinde tarihi değeri olan kitaplar var, anı ve hatıra olarak biriktirdiğimiz kitaplar var, imzalı kitaplar var. 1800’lü yıllardan bu yana birçok eseri temin edebiliyoruz. Yaklaşık 45-50 yıldır topladığım pullarım da var.
Onlar da yaklaşık 60 bin civarında oldu. Para, plak biriktiririm. Ne bulursam toplarım açıkçası. Hiçbir şey ziyan olmasın, atıl olmasın istiyorum. Benden sonra mutlaka birilerine lazım olacak diye topladım. Gerçekten ciddi bir hazinem var sığınağımızda” dedi.
‘KİTAP HAMALIYIM’
Sığınağında daha kolilerinden çıkarmadığı kitaplar olduğunu belirten Ergül, “Balzac’ın ciddi bir eseri, ilk baskısı olan bir kitap var. Fransızca orijinal metinden. 1838 yılına ait, seri numarası üzerinde. Matbaadan çıkarken 365. kitap olarak çıkmış. İnternette bir sitem var.
Bütün okuyucuların ulaşabileceği ciddi kaynaklar var bizde. Bulamadıkları zaman da bizimle irtibat kurmaları, mail atmaları yeter. Çünkü henüz girişini yapmadığımız 150 bin civarında kitabımız var sığınığımızda.
Daha henüz kolileri açmadık. Daha ne çıkacağını bilmiyoruz, ne ile karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Önemli olan işte bu eserleri, okuyucusu, araştırmacısıyla buluşturmak bizim görevimiz.
Ben kitap hamalıyım, gerçek anlamda bu kitapları toplayan, taşıyan, getiren bir hamalım. Çünkü kendimi akademik olarak yetiştiremedim. Yetiştiremediğim için, bilgiyi depolayacak bir kafaya ve beyne de sahip değilim.
İsterdim ki birkaç tane lisan bileyim, çünkü elime birçok lisanda kitap geçiyor. Osmanlıca, yazma eserler dahil, orijinal dilinde metinler. Bunları okuyabilmek isterdim, çözebilmek isterdim.
Bu yüzden kendimi geliştiremediğimden, kendime kitap hamalı diyorum ben. Başkaları için bunların hamallığını yapıyorum. Özellikle eski kitapları satamayan, bunları bir kolilerde topluyorlar ben de onlardan gidip alıyorum.
Ya atacaklar, ya çöpe gidecek, ya da yok olacak ziyan olacak. Ben de kıyamıyorum onlara, çünkü bu eserler bizi geçmişten günümüze ciddi bir zaman tüneli gibi ve gerçek bir hazine. Biz geçmişimizi öğrenmek için bu eserlere bakmak zorundayız. Yurtdışından gelen eserler de var. Bunlar kolilerle, kargolarla geliyorlar”