ABD’de ayrımcı eğitimle mücadelenin öncüsü Brown öldü

Tamamı beyazlardan oluşan bir okula kaydolma mücadelesi vererek eğitimde ırkçılığı bitiren adımların öncüsü Linda Brown, 76 yaşında yaşamını yitirdi.

Afrikalı Amerikalı bir çocuk olan Brown’un, 1951 yılında Kansas eyaletinin Topeka kentindeki bir ilkokula kaydı engellenmişti.

SİYAHİLERE KARŞI “AYRI AMA EŞİT” ALGISI YIKILDI

BBC’de yer alan haebre göre; Linda Brown’un babasının öncülüğünde açılan dava ile o dönemde egemen olan “ayrı ama eşit” anlayışının, Afrikalı Amerikalıların haklarını ihlal ettiği savunulmuştu.

1954 tarihli “Brown – Eğitim Kurulu’na karşı” isimli o dava sonucu Yüksek Mahkeme, ABD’deki okullarda ırk ayrımcılığını sonlandırdı.

“BABAM BUNU KABULLENMEDİ”

1985 yılında yaptığı bir röportajda Brown, babasının bu mücadeleye atılma sebebini, “siyahların ikinci sınıf vatandaş olmayı kabullenmesini yanlış buluyordu” sözleri ile anlattı.

9 YAŞINDA, 4 KİLOMTERE UZAKTA EĞİTİM

Sumner isimli ilkokula yalnızca birkaç sokak mesafede yaşamasına karşın Linda Brown’un bu okula kaydı engellenmiş ve küçük kız yaklaşık 4 kilometre uzaklıktaki bir okula gitmek zorunda bırakılmıştı.

HaberlerGündem HaberleriSon dakika: MİT ve TSK’dan ortak operasyon! Kırmızı kategorideki terörist Nazlı Taşpınar etkisiz hale getirildi Son dakika: MİT ve TSK’dan ortak operasyon! Kırmızı kategorideki terörist Nazlı Taşpınar etkisiz hale getirildi .

9 yaşındaki Brown’un bu mesafeyi gidebilmek için tek başına otobüslere binip, tren yollarından geçmesi gerekiyordu.

ABD’deki çeşitli kadın örgütleri, Brown’un ölümü üzerine anma mesajları paylaştı.

DAVANIN AVUKATI, İLK SİYAHİ YÜKSEK HAKİM OLDU

1950’li yıllara damga vuran ve yıllar süren davanın ilk aşamasındada bir sonuç elde edilememiş ancak siyah hakları konusunda ulusal çapta bir hukuki örgütün devreye girmesi ile ayrımcılığı ortadan kaldıran hukuki süreç yaşanmıştı.

Toplam 13 aileyi bu hukuki süreçte temsil eden Thurgood Marshall isimli siyah avukat da sonrasında ABD Yüksek Mahkemesi’ne seçilen ilk siyah hakim olmuştu.

1954 tarihli Yüksek Mahkeme kararı oybirliği ile alınmamıştı ve sonrasında uygulamaya konulmasında da sıkıntılar çıktı.

Bazı eyaletlerde yerel yetkililer kararı uygulamayı reddetmeye kadar gitti.