Bu kitap, antropolojinin kendi tanımını bulması üzerine süregelmiş tartışmada, çorbaya tuz eklemek için yazıldı.
Yazarın, tanımı gereği farklı gelişmişlik düzeylerindeki toplumlar ve kültürler arasında ayrım yapamayan bir tarihsel ve kültürel antropoloji kavramının genel hatlarını çizdiği bu kitapta, tüm insan toplumlarının ve kültürlerinin eşit bir statüde olduğundan yola çıkarak anlatımını yapıyor. Ancak ne var ki, antropolojide farklı uzmanlık alanları da vardı; olmalıydı da…
(Christoph Wulf)
TARİHSEL KÜLTÜREL ANTROPOLOJİ
Tarihsel antropoloji, kültürlerin kapalı ve saf değil, dinamik ve melez sistemler olduğunu; birbirinin içine nüfuz edebildiğini ve önceden belirlenmesi mümkün bir geleceğe sahip olmadığını söyler. Farklı zamanda, farklı kültürlerin incelenmesine yönelik bilimsel bir iyi niyetin sonucunda doğmuştur.
Christoph Wulf, bu bilgiden izlediği yolla, genel antropolojinin ilgisini çeken temel birimlerden evrimden tutun da aşka, kutsallığa varasıya kadar çok sayıda farklı disiplini içerir. Hepsi insana dair duygular, düşüncelerin toplamıdır.
Wulf, bu araştırmasıyla insan evriminden felsefi antropolojiye, antropolojinin tarih çalışmalarındaki yerinden alan araştırmasına, kutsallıktan ölüme, aşktan güzelliğin algısına kadar ilgi çekecek birçok konuyu inceleyerek okuyucusunu antropolojik bir serüvene davet ediyor.
Tarihsel Kültürel Antropoloji
Christoph Wulf
Çev.: Özgür Dünya Sarısoy
Dipnot Yay.
S.: 344
Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R
Damla Karakuş
[email protected]