Alucra Demirözü Köyü

Edebiyatımızın usta yazarları arasında yaşanan kavgalar

Edebiyatımızın usta yazarları arasında yaşanan kavgalar
Bu haber 31 Ocak 2018 - 15:30 'de eklendi ve kez görüntülendi.

Türk Edebiyatı’na kazandırdıkları eserlerin yanında, kendi aralarında verdikleri kalem savaşlarıyla bir dönemin aydın ve yazarları şiddetli tartışmalara girmişler.

Kitapları arasında yaşadığımız dünyayı unutup başka evrenlerde gezdiğimiz yazarların meşhur söz düelloları, onların da iyi bir edebiyatçı olmasının yanında birer insan olduklarını hatırlıyoruz. İyi yazar olmak, iyi insan olmayı gerektirmiyor elbette.

Yazarlar okuyucular nezdinde genelde ulaşılmaz kişiler olarak görülürler. Fakat vakti geldiğinde öyle nefret ve kin dolu cümleler kuruyorlar ki, biz okurları bile şaşırtan olaylara sahne oluyor. Edebiyat tarihimizde yaşanan polemikler için ayrı bir tür ayrılırsa, göklere çıkardığımız yazarların değeri belki de eskisi gibi olmayacaktır.

Bilemeyiz…

Bildiğimiz yaşanan kavgalar her geçen gün taraftar toplaması ve kalemlerin ucunun iyice sivrilmesi.  Cumhuriyet dönemi münevverleri arasında cereyan eden kavgaların sebebi neydi?

Sataşmaların ve atışmaların Türk kültür hayatına ne kadar katkı yaptı bilinmez ama, biz sizin için tarihin tozlu raflarına doğru yolculuğa çıktık.

Dosyaları bir bir indirdik…

Edebiyatımızın usta yazarları arasında yaşanan kavgalar

“SAMAN EKMEĞİ YİYEN NESİL”

Türk Edebiyatı’nın usta yazarı Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 1929’da Milliyet Gazetesi köşesinde genç yazarlar hakkında kaleme aldığı yazısında, yazmaya hevesli muharirleri yerden yere vurur.

Onların ekmek yerine saman ve hamurla beslendiğini, dolasıyla onlardan nitelikli eserler beklenilmemesi gerektiğini yazar. Karaosmanoğlu’nun bu yazısından sonra özellikle ‘saman ekmeği yiyen nesil ’cümlesinden rahatsız olan üniversite öğrencileri ve genç yazarlar usta Yakup Kadri’yi protesto etmeye başlarlar.

Edebiyatımızın usta yazarları arasında yaşanan kavgalar

Fatih-i Harbiye, Sözde Kızlar, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanlarının yazarı Peyami Safa, gençliğe yöneltilen bu eleştirilere karşı boş durur mu? Aynı tarihlerde Hareket Gazetesi’nde dişlerini bilemiş şekilde Karaosmanoğlu’na cevap verir.

“BİZ SİZDEN DEĞİLİZ”

Safa, “Biz Sizden Değiliz” başlığıyla bir yazı yazar ve şöyle yanıt verir:

“Bugünkü gençlik onlara diyor ki: Cihan harbinde siz has (somun) ekmek yediğiniz için biz saman ekmeği yedik. Sizi doyurmak için aç kaldık. Sizi yaşatmak için öldük.”

Edebiyatımızın usta yazarları arasında yaşanan kavgalar

“PUTLARI YIKIYORUZ”

Sabiha ve Zekerya Sertel’in çıkarttıkları Resimli Ay dergisinde usta şair Nazım Hikmet “Putları yıkıyoruz” başlıklı bir yazı döşer. Hedefinde elbette Yakup Kadri vardır.

Nazım bu, cevap vermezse olmaz.

Karaosmanoğlu hakkında şu ağır dizeleri yazar:

Behey! Kara maça bey!

Halka ahmak diyen sendin.

Halkın soyulmuş derisinden

Sırtına fırak giyen sendin.

Yala bal tutan beş parmağını

Beş çürük muz gibi,

Homurdanarak dolaş besili bir domuz gibi.

Meydan senin…

Edebiyatımızın usta yazarları arasında yaşanan kavgalar

Yaşanan kavgalar ideolojik olarak birbirlerine uzak olan Safa ve Hikmet’i birleştirir, dost olurlar. Fakat arkadaşlıkları uzun sürmez. Peyami Safa, 1935’te “Hafta” dergisinde usta şair için, su katılmamış bir burjuva ve en sahte komünist taraftarı olduğunu söyler.

Bunun üzerine Nazım, “Bir provokatör Üzerine Hiciv Denemeleri” adlı yergi dolu şiirini yazar.

Okuyalım…

Bir düşün oğlum

Bir düşün ey yetim-i Safa

Bir düşün ki son defa anlayabilesin

Sen bu kavgada

Bir nokta bile değil,

Bir küçük, eğri virgül,

Bir zavallı vesilesin

Nazım Hikmet, bir başka yazısında Namık Kemal’e ağır yüklenir. Bunun üzerine Nihat Atsız, 1935 yılında bir broşür hazırlar ve Nazım Hikmet’i “eşeklikle” itham eder.

Kavgada bile söylenmeyecek laflar vardır ya tam da bu. Edebiyatımızın iki usta ismi Necip Fazıl ve Nazım Hikmet arasında yaşanan kavgalar çoğu edebiyatseverin malumu.

Edebiyatımızın usta yazarları arasında yaşanan kavgalar

İki isim de birbirlerine ağır sözlerle yüklenirler. Nazım, Necip Fazıl’ı iktidar yalakalığı yapmakla suçlarken, Necip Fazıl da Nazım’a ideolojisi üzerine vurmuştur.

Yazarların kalemlerinden damlayan yumruk gibi kelimeler o dönem okurların tadını kaçırsa da, kalem didişmeleri ve polemikler edebiyatın tadı, tuzu olmuştur. Günümüz edebiyatına ve edebiyatçılarına baktığımızda o tuzun çoktan koktuğunu söyleyebiliriz.

İnsan hiç kavgaları özler mi?

Özlüyoruz işte…

Ergül Tosun

Kitap sayfası için iletişim: [email protected]

POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA