

Altay Tanklarının Türk Silahlı Kuvvetlerine teslimatı için yapılan törende konuşan Başkan Erdoğan, yeni bir jeopolitik denklemin kurulduğuna dikkat çekerek, “Ürettiğimiz sistemlerle destan yazmaya devam ediyoruz. Takip eden değil, takip edilen bir ülke durumuna geldik. Her hamlesi her ürünü merakla beklenen bir ülkeyiz” ifadelerini kullandı..
“HER ALANDA GÜÇLÜ OLMAK ZORUNDAYIZ!”
BAŞKAN ERDOĞAN’IN AÇIKLAMALARINDA ÖNE ÇIKANLAR
Törenimize teşrif eden her kardeşime teşekkür ediyorum. Bugün zırhlı araç üretim tesisimizin açılışı ve Altay Tanklarının teslimi için bir aradayız.
Buna geçmeden önce Balıkesir’de yaşanan depremden dolayı vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum. Can kaybımız olmadı. 26 vatandaşımız yaralandı. Kendilerine şifalar diliyorum. Hasar tespit çalışmaları devam ediyor.
Türk savunma sanayi adına büyük bir gururu hep birlikte yaşıyoruz. Gerek bu tesis gerekse yapılan Altay Tankı Türk mühendislerimize güvenimizin boşa olmadığını gösteriyor. Bu uğurda ter döken şahadete eren kardeşlerime de Allah’tan rahmet diliyorum. TUSAŞ tesisine yapılan terör saldırısında hayatını kaybedenlere rahmetle yad ediyorum..
Savunma sanayide tam bağımsız Türkiye hedefine doğru ilerliyoruz. Yerli ve milli araçlarımızı envanterimize katıyoruz. Bundan 2 iki ay önce sistemler sistemi Çelik Kubbe’yi kahraman ordumuza kazandırdık. 1,5 milyar dolarlık ASELSAN üretim tesisinin temelini atmıştık.
HER 8 ADET ALTAY 10 ADET ALTUĞ ÜRETİLECEK
840 bin metrekarelik alana yayılan bu devasa tesiste 1500 personelimiz görev yapacak. Kapsamlı bir teknoloji üssü savunma ekosistemimize entegre olacak. Bu tesiste her ay 8 Altay, 10 adet Altuğ üretilecek. Hedefimiz kritik malzemelerde kimseye bağlı olmamaktır. Ambargolara rağmen nasıl bu seviyeye geldiysek, bundan sonrada çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Önümüze çıkan bizi sadece yavaşlatır, belki biraz geciktirir ama menzile ulaşmamıza asla mani olamaz. Ya bir yol bulur ya bir yol açar hedeflediğimiz yere ulaşırız. Bu modern tesisin hedeflerimize bir adım daha yaklaştıracağına inanıyorum..
Uluslararası hukuk insanlara artık güven vermiyor. Bunu öne 1990’lı yıllarda Bosna’da gördük. 14 yıl boyunca Suriye’de gördük. Son olarak da 70 bin masumun hayatını kaybettiği Gazze’de gördük. Ne uluslararası hukuk ne dev bütçeli kurumlar bu katliamların önüne geçemedi. Bırakın engellemeyi eli kanlı zalimleri desteklediler. Bunun için her alanda güçlü ve her alanda caydırıcı olmanız gerekiyor. Yani kendi göbeğinizi kendiniz kesmek durumundasınız. Aksi takdirde kurtlar sofrasına dönüşen bu düzende kimse kimseye acımaz.

HAMD OLSUN SİLAHLARINI ÜRETEN BİR TÜRKİYE VAR
Risk ve tehditlerin artığı bu dönemde bunun farkına varan ilk ülkelerden biri Türkiye olmuştur. Dersimize çok iyi çalıştık. Son 23 yılda savunma sanayi ve diplomasi olmak üzere Türkiye’yi iyi bir noktaya getirdi. Güçlünün güçsüzü ezmediği diplomatik, asgari, ticari ve ekonomik tüm imkanlarımızı seferber ettik. Kardeşlerimizin yaralarını sardık. İmkanlarımız ölçüsünde hiç bir bagaj taşımadan elimizden geleni yaptık. Bunun için kendi teknolojimizi de kendimiz üretmeye başladık. Son yıllarda büyük bir ivme yakaladık. Sizi 25 yıl geriye götürmek istiyorum. Ülkemizde bir toplu iğne üretemiyorduk. Ama şuanda hamd olsun silahlarını üreten bir Türkiye var.
