İngiliz akademsiyen Nigel Tubss, ‘Batının Felsefe Tarihi’ kitabında felsefe olgusunu Batı merkeziyetçiliği bağlamında irdeliyor.
Felsefe, Antik Yunan uygarlığının öncü filozofları tarafından tartışma konusu olmakla birlikte, buradan çıkan fikirler evrensel boyutta tartışılmaya devam edilmiştir.
Antik Yunan filozoflarının verdikleri düşünsel münakaşalar günümüzün feylesofları tarafından da tartışma konusu yapılmaktadır. Klasiktir. Felsefede cevaplardan çok sorduğunuz soruların mahiyeti vardır. Doğru ve yerinde soru sorarsanız, aynı zamanda felsefeyle ne kadar iniltili olduğunuzu gösteriyor.
13. yüzyılda yaşamış İslam’ın ‘Altın Çağı’ olarak adlandırılan devrinin başat mütefekkirlerinden olan Farabi, filozof, gökbilimci olmasının yanında matematikçi ve aynı zamanda müzisyendir.
Bunun yanında Büyük Selçuklu Devleti döneminde yaşamış Gazali’yi de unutmamak lazım. İslam âlimi, filozof ve müderris olan Gazali, düşünceleriyle Anadolu’nun köklü medeniyetine sunduğu katkılarla hatırlana gelmiştir.
FELSEFENİN KÖKLÜ TARİHİ
İngiliz akademisyen Nigel Tubss’un Doğu Batı Yayınları etiketiyle kitapseverlerle buluşan Batı Felsefesi Tarihi, felsefeyi daha derinden teneffüs etmek isteyenlerin mutlaka okuması gereken faydalı bir kaynak.
İngiltere’de 1961’de doğan yazar Winchester Üniversitesi Eğitim Fakültesi profesörü, felsefe ve eğitim arasındaki bağlantılar hakkında çalışmakta ve bu çalışmalarında Hegel’den yararlanmaktadır.
Felsefe, mantık, psikoloji alanında oldukça özgün eserler veren Tubss, halen aynı üniversitede akademik çalışmalarına devam etmektedir. Nigel Tubbs, felsefeyi köklü geçmişinden irdeliyor. Batı felsefesinin düşünsel alt yapısının dünü ve bugünü arasındaki farkları ortaya koyan profesör, kitabıyla önemli bir ihtiyacı da gidermiş oluyor.
BATI FELSEFESİ TARİHİNİN SONU
İyi bilindiği üzere, Batı felsefesi tarihinin başında, Sokrates’in ölmeden hemen önce söz ettiği konulardan biri olarak var olmuştur. İki bin beş yüz yıl sonra Batı felsefesi tarihi kendi ölüm haberlerini anımsayabilmektedir.
Nigel Tubbs
Başlangıcını Sokrates’in ölümünden, sonunu da Batı felsefesi tarihi kavramının ölümünden akmaktadır. Bu ölüm haberleri abartılmış değil de sadece yanlış anlaşılmıştır. Ölüm, Batı felsefesinin yaşamını eğitmek üzere geri döndüğünde, Batı felsefesi geçmişi anımsayarak olumsuz biçim alır.
ANTİK ZİHİN DÜNYASI
Felsefe tarihinin oluşmasında Antik zihin filozoflarının bu olguya ışık tutan derinlikli muhtevalı tartışmaları, onları fikirleriyle anmamızı sağlamıştır. Sokrates, Platon, Aristoteles, gibi filozoflar akla ilk gelenlerdir. Sokrates’in bildiği doğrular uğruna Baldıran zehrini içmesi sanırım felsefe tarihinden öte bir anlam ifade ediyor.
Bütün diretmelere ve vazgeçirme çabalarına rağmen fikirlerini savunmaya devam eden ünlü filozofun göstermiş olduğu cesaretli davranış, hem Batı felsefesi, hem de evrensel felsefi düşünce boyutlarını etkilemiştir.
Felsefenin kendi içinde belli dallara ayrılması filozoflarında uzmanlık alanlarını teşkil etmiştir. Platon gerçeği, duygusal nesnelerde ya da salt algıda değil, akıl alanı içerisinde düşünceler olarak görmektedir.
Devlet kitabındaki mağara hakikat ile düşünce arasındaki ilişki konusunda bir metafor sunar. Mağaradaki mahkûmlar gerçek saydıkları nesnelerin gölgeleri olduğunu görmeye başlarlar.
Filozof da zihinde algılanan nesnelerin aslında gerçeğin, iyinin ve güzelin evrensel formlarının tikel imgeleri veya gölgeleri olduğunu görmeye başlar. Nigel Tubss, felsefeyle yakından ilgilenenler için harika bir okuma sağlıyor.
Felseyi yeni okumak isteyenler için iyi bir başlangıç teşkil eden Batı Felsefesi Tarihi, felsefenin yoğunluklu fikri dünyasına zengin bir yolculuk sunuyor.
Yazar: Nigel Tubbs
Yayınevi: Doğu Batı Yayınları
Çeviren: Doğan Barış Kılınç
Türü: Felsefe
Baskı yılı: 2017
Syf: 287
Kitabı satın almak için linki tıklayın:
D&R
Kitap sayfası için iletişim: [email protected]