Bu haber 24 Haziran 2017 - 18:23 'de eklendi ve kez görüntülendi.
Ölüm’ işçileri
Bangladeş “parlayan sektör”ü de “öldüren” gemi sökümü.
1/105 Dünyayı dolaşan yük gemilerinin ömrü yaklaşık olarak 20-25 yıl. Belli bir ömrü aşan gemilerde tamir ve bakım masrafları artarak, o geminin işletilmesini ekonomik bakımdan verimsiz kılıyor. Bu nedenle yaşlı gemiler hurdaya çıkarılarak bir tür geri dönüşüm sürecine sokuluyor.
2 /105 Fakat hurda gemilerin sökülüp parçalara ayrılması, geminin inşasından daha zor.
3 /105 Sac levhaların çekiçle vurularak, halatlarla çekilerek tek tek gövdeden ayrılması gerekiyor. Bunun standartlaştırılıp seri hale getirilmesi hemen hemen imkansız bir süreç. Gemilerde yalıtım maddesi olarak kullanılan asbest ise, kanserojen olması nedeniyle gemi sökümünün en tehlikeli yönünü oluşturuyor.
4 /105 Geçen yüzyılın sonuna dek, gemi sökümü İngiltere ve ABD gibi endüstrileşmiş ülkelerin limanlarında yapılmaktayken bu iş artık Pakistan, Bangladeş, Hindistan, Çin gibi ücretlerin düşük olduğu, çalışma güvenliği ve çevre koruma önlemlerinin alınmadığı ülkelere kaydırılmış durumda.
5 /105 Gemilerinin geri dönüşümünü yıllarca kendi ülkesinde yapmış olan Amerikan donanması, artık hurdalarını Hintli ya da Bangladeşli gemi söküm patronlara satıyor.
6 /105 Bangladeş’te her yıl ortalama olarak 80 büyük okyanus gemisi ve petrol tankerinin sökümü yapılıyor. Bu iş için 22 gemi söküm tersanesinde yaklaşık 30 bin işçi çalışıyor.
7 /105 Fakat sadece birkaç işçinin iş ayakkabısı var ve neredeyse hiç birinin bareti yok.
8 /105 35 yıldır petrol tankerleri de dahil dünyanın en büyük gemileri burada Bangladeş’de sökülüyor. Geminin omurgasından elde edilen metal yeniden işlenerek çelik hammaddesi haline getiriliyor. Kapı kollarından klozetlere kadar gemide bulunan tüm parçalar sökülerek hurdacılara satılıyor. Hatta tankerlerin dibinde kalan petrol bile süzülerek satılıyor.
9 /105 10 /105 11 /105 12 /105 13 /105 İtalyan foto muhabiri Luca Catalano Gonzaga, 2014’te Endonezya’ya giderek Doğu Java’daki Kawah Ijen yanardağının kendi ifadesiyle “rahminde” on gün geçirdi.
Burada ağır koşullar altında çalışan madenciler kraterin derinliklerinden kükürt çıkarıyor ve bu süreçte kendi bedenlerini yaralıyor.
14 /105 “Şeytan altını” adını verdikleri kükürt arayışı içindeki 300 madenci, her gün 3,5 kilometre yol kat ederek dağa tırmanıyor, sonra da kükürt kristallerinin oluştuğu yanardağın içine doğru 800 metre iniyor. Çoğu hiçbir korunma olmadan karanlıkta ve boğucu sıcakta çalışıyor, ciğerlerini yakan ve gözlerinden sel gibi gözyaşı akmasına neden olan kükürtlü gaz soluyor.
15 /105 “Şeytan altını” adını verdikleri kükürt arayışı içindeki 300 madenci, her gün 3,5 kilometre yol kat ederek dağa tırmanıyor, sonra da kükürt kristallerinin oluştuğu yanardağın içine doğru 800 metre iniyor. Çoğu hiçbir korunma olmadan karanlıkta ve boğucu sıcakta çalışıyor, ciğerlerini yakan ve gözlerinden sel gibi gözyaşı akmasına neden olan kükürtlü gaz soluyor.
16 /105 Poniman (35) metal bir çubukla katılaşmış kükürdü parçalıyor.