ABD’nin İran’a yaptırımlarını delmekle suçladığı Hakan Atilla’nın avukatlarının, mahkemeye verdikleri Zarrab’ın amcasıyla yaptığı görüşme notlarındaki ayrıntılar dikkat çekti.
Duruşmanın 15. gününde ifade vermeye devam eden Atilla, iş adamı Reza Zarrab’a sahte gıda ticaretinde hiçbir şekilde yol göstermediğini ve telefon görüşmelerinde “gizli kodlar” kullanmadığını ifade etti.
Banka dışında Reza Zarrab ile hiç görüşmediğini belirten Atilla, Zarrab ile ne yemek yediğini ne de çay ya da kahve içtiğini söyledi.
Atilla, Sarraf’tan hoşlanıp hoşlanmadığı sorusuna ise “Hoşlandığımı söyleyemem ama sonuçta bankanın bir müşterisiydi.” yanıtını verdi.
SÜLEYMAN ASLAN SORUSU
Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile hiçbir zaman görüşmediğini, kendisini bir kez bir toplantıda konuşma yaparken bir kez de THY’nin Ankara-İstanbul seferini yapan tarifeli uçağında gördüğünü anlatan Atilla, Halk Bankası eski Genel Müdürü Süleyman Aslan ile ilgili soruları da yanıtladı.
Aslan ile banka dışında herhangi bir sosyal yakınlığı olmadığını söyleyen Atilla, Aslan ile “dünya görüşlerinin biraz farklı olduğunu” ancak birbirlerine saygı duyduklarını anlattı.
Aslan tutuklanıp serbest bırakıldıktan sonra eşi ile bir kez “Türkiye’de öyle bir adet vardır.” diyerek ziyarete gittiklerini belirten Atilla, Aslan’ın Reza Zarrab ile olan para ilişkisinden haberi olup olmadığına ilişkin soruya ise “Yoktu, beni hayatta en çok şaşırtan olaylardan biriydi.” şeklinde cevap verdi.
Süleyman Aslan’ın, evinde bulunan ayakkabı kutuları içindeki paraları soranlara “bir okul ve üniversitenin kurulmasıyla ilgili bağış amaçlı paralar olduğunu söylediğini” ifade eden Atilla, Aslan’ın hiçbir zaman kendisine para teklifinde bulunmadığını belirtti.
Atilla, Yargıç Berman’ın Süleyman Aslan’ın şimdi ne iş yaptığı sorusuna ise “danışmanlık işiyle uğraştığını duyduğu” yanıtını verdi.
SAVCILIK WİKİLEAKS SORUSUNU GERİ ÇEVİRDİ
Atilla’nın avukatlarından Cathy Fleming’in WikiLeaks ile ilgili bir sorusuna savcılık makamının itiraz etmesi ise dikkati çekti.
ABD Hazine Bakanlığı bünyesindeki Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisinin (OFAC) Halk Bankası’nı Reza Zarrab ile iş yapılması konusunda uyarmadığını aktaran Atilla, Hazine Bakanlığının 2012’de altın ihracatındaki artıştan haberinin olduğunu ve Zarrab’ın ismini yaptırım listesine ekleme gibi bir kararlarının bulunmadığını söylediğini anlattı.
BHARARA YARGIÇ VE SAVCI YARDIMCILARIYLA GÖRÜŞTÜ
Duruşmanın sabahki oturumunu izleyenler arasında Türkiye’de hakkında soruşturma açılan eski New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara da vardı.
ABD başkanı Donald Trump tarafından görevden alınan Bharara’nın duruşmanın ardından savcı yardımcılarıyla ve Yargıç Berman ile görüşmesi ise dikkati çekti.
Öğleden sonra ifade vermeye devam eden Atilla, Zarrab’ın Çin bankalarıyla neler yaptığını duruşmalar sırasında öğrendiğini anlattı.
Zarrab’ın tutuklandığını da televizyondan öğrendiğini ifade eden Atilla, serbest bırakıldıktan sonra onunla hiç görüşmediğini, bir kez bankada gördüğünü ancak selam bile vermediğini söyledi.
Zarrab’ın ABD’de tutuklandığında Halk Bankası hisselerinde düşüş olduğunu belirten Atilla, kendisinin o sırada iş için Singapur’da bulunduğunu ifade etti. Zarrab tutuklandıktan sonra 2016’nın eylül ayında yatırımcılarla toplantı için ABD’ye geldiğini anlatan Atilla, iş amaçlı bir sonraki ABD ziyareti sırasında, Mart 2017’de ise tutuklandığını söyledi.
“KESİNLİKLE SUÇLU DEĞİLİM”
İran yaptırımlarını delmek için Reza Zarrab ve başkalarıyla komplo kurup kurmadığı sorusuna ise Atilla, “Hayatımın hiçbir döneminde kimseyle komplo kurmadım…Kesinlikle suçlu değilim.” şeklinde yanıt verdi.
Savunma makamının ardından savcılık Atilla’nın çapraz sorgulamasına başladı. Atilla’nın savcılığın gösterdiği belgelerden birinde çeviri hatası yapıldığını söylemesi ve bunu düzeltmek istemesi dikkati çekti.
“ABD’DE KANUN YOK, YAPMADIĞINI KABUL EDECEKSİN”
Öte yandan Atilla’nın avukatları 25 Eylül 2016’da Reza Zarrab ile amcası olduğu söylenen “Ahad” isimli kişi arasında geçen telefon konuşmasınının hem Azerice hem İngilizce transkriptlerinin tamamını mahkemeye sundu.
Zarrab’ın görüşmede “Ahad durum öyle değil, sana söylüyorum. Burada çıkıp ‘tamam bu haltı ben yaptım’ dersen rahat ediyorsun… Anlıyor musun? Ben zaten suçumu kısmen kabul ettim… Başka çarem yoktu, neyleyeydim. Ömür boyu hapis cezası mı alsaydım? Burada kanun yok, Yapmadığın bir şeyi kabul etmek zorundasın. Burada işler böyle yürüyor. Önemli olan suçunu kabul etmen. Bu baskı sadece Amerika’da var diğer ülkelerde olmaz. Suçunu itiraf edersen serbest bırakılırsın, durum bundan ibaret.” dediği görülüyor.