II: Dünya Savaşı’nın en kritik ve savaşın seyrini değiştiren en önemli isimlerden olan İlyas Bazna namıdiğer “Cicero” Uluslararası diplomasinin kodunu çözmüş, Türkiye’yi savaştan kurtarmıştı…
“İngiliz Kemal” yazımızı okuyanlar hatırlar. Dedik ya Anadolu tarihi gizli kahramanlarla doludur diye, işte o kahramanlardan birini anlatıyoruz bu yazımızda.
Yüzyılın en büyük ajanı diye anılan, İngiliz diplomasisini alt üst eden ve Türkiye’yi II: Dünya savaşından kurtarıp, savaşın seyrini değiştiren isim: İlyas Bazna, namıdiğer “Cicero”…
SIRBİSTAN’DAN TÜRKİYE’YE
Sırbistan doğumlu bir Türk olan İlyas Bazna, balkanlarda çıkan ayaklanmalar nedeniyle ailesiyle birlikte İstanbul’a geliyor ve hayatını değiştirecek, kahramanlığa uzanacak bir yaamın adımları bruada atılıyor.
Atatürk’ün yanında askerlik yapan Bazna daha sonra Alman Büyükelçiliği’nde işe girer. Burada uşaklık yapmaya başlayan Bazna’nın kariyeri burada sekteye uğrar. Büyükelçiye gelen gizli mektupları okuyan Bazna’nın durumu ortaya çıkınca hemen işten çıkartılır ve kahramanlığa uzanan hikayenin ikinci adımı burada atılır.
APTAL UŞAK BRİTANYA’YI DOLANDIRDI
Bazna’nın işi konusundaki mahareti kısa sürede yayılmış, Britanya Büyükelçiliği onu kısa süre içerisinde ona iş vermişti. Yine burada da uşaklık yapan Bazna, burada büyükelçi ile güzel sesi sayesinde samimiyet kazandı. Operaya ilgi duyan büyükelçi, Bazna’nın güzel sesi ile okuduğu aryalar sayesinde ilişkileri kuvvetlendirmiş ve büyükelçinin adeta sağ kolu olmuştu. Samimiyetini güzel sesi sayesinde kazandı.
Britanya’ya göre aptal, İngilizce bilmeyen kendi halinde bir uşak olan Bazna’nın gerçek kimliği işte burada ortaya çıktı. İngilizler; “aptal” ve “kendi halinde” dedikleri Bazna için, Türkiye’nin istihbarat merkezi olan MİT’in ajanı olduğunu nereden bilebilirdi ki ?
Britanya temsilcileri bile sonradan anladıkları bu olay konusunda şok etkisinden kurtulamadılar. İngiliz büyükelçi Hugesson “O ajan olamaz, bir kere çok aptal, ikincisi bir kelime dahi İngilizce bilmiyor” diyerek Bazna’yı savundu.
GİZLİ EVRAKLARI KOPYALADI
Dedik ya, Büyükelçi ile samimiyetini kuvvetlendirdi Bazna; Büyükelçinin güvendiği isim haline gelen Uşak, kritik belgelerin konulduğu ve II.Dünya Savaşı’nın seyrini değiştirecek olan evrakların saklı bulunduğu kasayı açıp evrakları kopyalamaya başladı, fotoğraflar çekti.
Bu durumdan haberdar olmayan, ruhu dahi duymayan İngilizler Bazna’yı halen “aptal” ve “kendi halinde, İngilizce bilmeyen” bir uşak olarak tanımlarken, Çiçero çoktan evrakları Alman hükümetine satmaya başlamış, MİT ile gizli görüşmelere başlamıştı.
ALMANLARIN GÜVENSİZLİĞİ PAHALIYA MAL OLDU
Almanlara 20 bin Sterlin karşılığında kritik bilgileri içeren evrakları satan Çiçero, olacaklardan habersiz evinin yolunu tutarken, daha sonradan Almanların ona güvenmediği için evrakların içerdiği planlara göre hareket etmediği ve bununla birlikte ona paranın bir kısmını sahte olarak ödediği ortaya çıktı.
Almanlar, Ocak 1944’te müttefik kuvvetler tarafından Sofya’nın bombardımana tutulacağını söyleyen Bazna’ya inanmayıp kendi planlarını uygularken, tarih gelip çattığında bölgede büyük bir Alman hezimeti yaşanmış ve Almanlar, ciddi kayıplar vermişti. İşte Bazna’nın yani “Cicero”nun nasıl bir ajan olduğu da burada ortaya çıktı.
MİT’İN GURURU: ÇİÇERO
Bazna’nın sözleri ciddiye almayan Almanlar büyük bir pişmanlık yaşamış ancak devamında ise Bazna’yı kazandıklarını düşünmüşlerdi. Her ne kadar Bazna Alman istihbaratı için güvenilir bir kaynak haline geldiyse de o bir MİT ajanıydı ve Türk istihbaratı için çalışıyordu.
Çiçero, Türkiye’nin Sovyetler üzerinden silah anlaşmaları yapmasına ve Sovyetler kanadına çekilmesi için baskı yapılmasını açığa çıkartan belgeleri yine Almanlara sattı ve bu adım II. Dünya Savaşı’nın seyrini değiştiren en önemli adım oldu.
Uluslararası arenada Türkiye’ye uygulanan baskıyı ortaya çıkartan bu belgeler ile Almanlar müttefik devletlere nota verdi ve Türkiye’nin savaşa çekilme ihtimalini sonlandırdı. Bu durum Türkiye’nin istihbari başarısı olarak tarihe geçerken, Çiçero MİT tarafından da unutulmayacak bir isim haline geldi.
ÇİÇERO İÇİN YOLUN SONU
Çiçero Türkiye için inanılmazı başarmış, ancak kendi makûs talihinde boğulmuş durumdaydı. Türkiye adına yaptığı pazarlıkları ayyuka çıkan İlyas Bazna için Amanlar “sahte para” bulundurması nedeniyle soruşturma başlattı.
Almanların kendi verdiği sahte paralar için takip başlatan Bazna çareyi kaçmakta buldu. Elindeki çoğu sahte para ile kaçıp kayıplara karışan Çiçero’nun Arjantin’e kaçtığı ortaya çıktı.
ALMANYA’YA DÖNÜŞ VE HÜZÜNLÜ SON
Savaşın sonunda Almanya’ya dava açan Çiçero Bazna, sahte paralar ve ölüm tehlikesi ile karşı karşıya kalması nedeniyle Almanları tazminata mahkum etti. Daha sonra Almanya’da emekli maaşı bağlanan Bazna’nın hayatı fakirlik içinde son buldu.
Ömrünün sonuna kadar Münih’te bulunan Bazna, hayatını “Ben Çiçero’yum” isimli kitabında yazmış, hayatı filmlere konu olmuştur. 1970 yılında gece bekçiliği yaptığı Münih’te yoksulluk içinde hayatını kaybeden Bazna MİT için de hayırla yad edilmektedir.
MİT’in resmi internet sitesinde yer alan ve Dr. Erdal İlter tarafından yazılan Milli İstihbarat Teşkilatı Tarihçesi isimli kitapta Bazna: “Özveri ve vatan sevgisi ile dolu olarak, çok sınırlı teknik ve parasal imkânlarla görev yapan MAH’ın Kontr Espiyonaj unsurları bu dönemde, hayatî değerdeki bilgi, belge ve manevra olanaklarını siyasî iktidara sunarak Türkiye’nin savaşa sokulmamasında etkin rol oynamışlardır. Başka bir ifadeyle, Kontr Espiyonaj unsurlarının operasyonel zekâ ve yönlendirmelerinin, dönemin siyasî konjonktür ve MAH’ın yapısal tablosuna göre çok önde ve ileri bir seviyede olduğu görülmektedir. Bu çalışmalara örnek olarak, Çiçero (İlyas Bazna)’nun çok taraflı ve maksatlı arayışlarının, bu operasyonel zekâ ile ortaya çıkarılması ve entelijans konusunda önemli sonuçların alınması gösterilebilir.” sözleriyle anılmaktadır.