Alucra Demirözü Köyü

Dr.Ömer Darama İle Söyleşi

Dr.Ömer Darama İle Söyleşi
Bu haber 04 Ocak 2018 - 11:33 'de eklendi ve kez görüntülendi.

İlçemizin sevilen sayılan doktorlarından Ömer Darama ile Kelkit Vadisi Gazetesi ve Şebinmedya Haber müdürü İlhan Çabukol beyin röportajı sizlerle..

Sayın
Darama ve eşi ile Kamuran Hanımın açmış olduğu Ebru Sanatı sergisinde
karşılaştık, kendisine uzun süre sormak istediğimiz Şebinkarahisar
gündemine dair önemli sorular sorduk ve içten cevaplar aldık. Sayın Ömer
Darama'ın Şebinkarahisar, sivil toplum örgütlerimiz ve daha birçok
merak ettiğimiz konudaki görüşlerini siz değerli hemşerilerimize aşağıda
sunuyoruz…….

 

 

 İLHAN ÇABUKOL:
Sayın Darama sizi neredeyse Şebinkarahisar'ın ve Şebinkarahisarlıların
bütün etkinliklerinde görüyoruz. Bu gün de Şebinkarahisar Vakfı Başkanı
Sayın Avni İşcan'ın eşi Kamuran Hanımın arkadaşlarıyla birlikte açmış
olduğu sergiye eşinizle birlikte katıldığınızı gördük. Burada
birbirinden güzel eserler sergileniyor. Ebru sanatıyla ilgili sizinde
merakınız var mı, ebru sanatı hakkında neler düşünüyorsunuz?

ÖMER DARAMA:
Gördüğüm kadarı ile sergi çok güzel. Çok güzel resimler yapılmış. Ebru
sanatı hakkında benimde merakım ve biraz bilgim var. Kendim yapamam ama
ebru sanatı ile ilgili yapılmış olan eserleri seviyorum. Bildiğim kadarı
ile ebru sanatı hakkında birkaç şey söylemek isterim. Yüzyıllar
öncesine dayanan bir Osmanlı sanatı. Ebru, yoğunluğu kullanılan muhtelif
maddelerle arttırılmış bir sıvı üzerine, topraktan elde edilmiş
boyaların fırçalarla serpilmesi ile elde edilen desenin kâğıda
aktarılması şeklinde gerçekleştirilen bir kitap ve kâğıt bezeme
sanatıdır. Bu işi yapmanın gerçekten çok zor olduğunu düşünüyorum.
Burada Kamuran Hanımı ve arkadaşlarını tebrik ediyorum, çok güzel
eserler çıkarmışlar. Ebru sanatı öğrenmesi çok zor, çok özveri isteyen,
yetenek ve teknik beceri isteyen bir sanattır.

 DR.
DARAMA: DERNEKÇİLİK İYİ DEĞERLENDİRİLİRSE TOPLUM İÇİN ÇOK FAYDALI. AMA
BAZI ARKADAŞLAR BUNU SADECE BİR ETİKET OLARAK KULLANIYORLAR
.

İLHAN ÇABUKOL:
Hocam bu kadar sosyal etkinliklere katılan bir kişi olarak fırsatını
bulmuşken, güncel konular hakkında da görüşlerinizi okurlarımızla
paylaşmak isteriz. Bizim coğrafyamızdaki Şebinkarahisar, Alucra ve
Çamoluk ile ilgili sosyal faaliyet yapan sivil toplum kuruluşlarının
çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? Bu bölgelerde çok güçlü bir
dernekçilik anlayışı var. Dernekçiliğin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

ÖMER DARAMA:
Dernekçilik her şeyde olduğu gibi iyi kullanılırsa iyi
değerlendirilirse, toplum için, sosyal hayatımız için çok faydalı. Ancak
bazı dernekçilik yapan arkadaşlar bunu sadece bir etiket olarak
görüyorlar. Bir isim yapak için kullanıyorlar. Dernekçilik, cemiyetçilik
çok özveri isteyen önemli bir konudur.

Ben
sosyal hayatı çok seven bir insanım. 1980–81 yıllarında Konya'da
Karadenizliler Derneğinin kurulması için yardımcı oldum. Orada dört sene
gümbür gümbür Karadenizliler Geceleri yaptık. Karadenizlileri Konya'da
çok iyi bir şekilde temsil ettik. Hatta ben Ordu Spor'un gecesi için
Konya'dan Ordu'ya gittiğim zaman Kamil Sönmez benim salonda olduğumu
duymuş, beni çağırdı ve “bütün Ordu'luların içinde Dr. Ömer Darama, Orduyu, Giresun'u ve Karadeniz'i en iyi şekilde temsil ediyor, teşekkür ederim”
dedi. Bunun yanı sıra ben Giresun Derneğinin ve Vakfının üyesiyim.
Şebinkarahisar Derneğinin ve Vakfının üyesiyim. 1962'de kurulan kendi
derneğimizin de üyesiyim. Bizim kendi dernek binamız var. Daha Pazar
günü kahvaltımız vardı. Dernekçilik çok özveri ister. Tabi bu özverili
insanların derneklerine dernek binası, dernek lokali kazandırmaları da
lazım. Mesela bizim derneğimiz, başka derneklerden şakır şakır para
kazanıyor.

Eğer
dernek lokali kiralıksa bunu yürütmek, ancak dernek başkanlarının
özverisi ile oluyor. Örneğin Şebinkarahisar Vakfının yeri var ama
inşallah derneği de çok güzel bir yer alır.

Şebinkarahisarlılar
aktivitelerini, düğünlerini, nişanlarını kendi yerlerinde yapabilmeli.
İşte bizim derneğimiz her hafta doluyor, buda derneğe çok güzel bir
gelir sağlıyor. Derneklerin üyelerinin bir defa yardımcı olup fedakârca
davranıp derneğe bir mülk alması gerekir. Hatta o yerin bir getirisi
olursa buda çok güzel bir şey olur. İnsanlarımız İstanbul'un çeşitli
yelerine dağılmış, İstanbul'un 15–16 milyon nüfusu var diyorlar.
İstanbul Tuzla'dan başlayıp Silivri'ye kadar hemşerilerimizden,
Giresunlu, Şebinkarahisarlı, Alucralı olanlar her yere dağılmış
buralarda oturuyorlar. Bu insanlar işte bu dernekler sayesinde bir araya
geliyorlar. Birbirini görmeyen insanlar buralarda birbirlerini
görüyorlar. Yani kısacası dernekçilik çok iyi bir şey ama dediğim gibi
iyi niyetle çalışıp özveriyle, hemşerilerinin sorunlarını sıkıntılarını
paylaşması lazım. Sonuçta dernekler sivil toplum örgütleridir. Ona göre
siyasetçilere, politikacılara sorunlarını şikâyetlerini ileterek üyeleri
için çok faydalı işler yapabilirler.

DR. DARAMA: GEÇENLERDE BİR ARKADAŞIM BENİM YÜZÜMDEN BİR YEMEK KAYBETMİŞ.

BİRİSİ ŞEBİNKARAHİSARLI, BİRİSİ ALUCRALI DEMİŞ. İDDİAYA GİRMİŞLER…

İLHAN ÇABUKOL: Hocam
sizin Şebinkarahisar'ın gündemini çok iyi takip ettiğinizi biliyoruz.
Siz ne kadar Alucralı olsanız da aramızda bir fark yok.
Şebinkarahisarlılar sizi gerçekten çok seviyor ve saygı duyuyor. Sizi
hatta Şebinkarahisarlı olarak görüyorlar.

ÖMER DARAMA:
Çok teşekkür ediyorum. Geçenlerde bir arkadaşım benim yüzümden bir
yemek kaybetmiş. Birisi Şebinkarahisarlı, birisi Alucralı demiş. Tabii
fark etmiyor. Ben Alucra doğumluyum ama ben daha Alucra Vakfına kayıt
olmadan Şebinkarahisar Derneklerine üye idim. Her sene gidiyorum.
Şebinkarahisar'da kalıyorum. Orada çok değerli dostlarım var. Hatta
Şebinkarahisar'da nüfus sayımı yapılacağı zaman benim nüfusumu Kütküt
mahallesine yazdılar. Ben oraya sayıma gittim. Ben hiçbir etkinlikten
geri kalmıyorum. Hatta geçen yıl Şebinkarahisarlılar Derneği
Kızılcahamam'da etkinlikler yaptı. Oraya eşimle beraber gittik. Eşim
Ayşe Hanım çeşitli seminerler verdi. Yani biz Şebinkarahisar'ın hiçbir
faaliyetinden geri kalmıyoruz.


DR. DARAMA: ŞEBİNKARAHİSAR'IN HAKKI YENDİ, HALA İL OLAMADI…

İLHAN ÇABUKOL:
Hocam bu noktada şunu sormak istiyorum. Şebinkarahisarlılar Yardımlaşma
Derneği ve Vakfının son zamanlarda yapmış olduğu İllik konusunda ki
girişimlerini çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Şebinkarahisar
il olmayı hak ediyor mu?

ÖMER DARAMA:
Şebinkarahisar il olmayı hak ediyor. Hatta şunu söyleyebilirim. Belki
ben bu konuda fanatik davranıyorum. Bundan üç dört sene önce
dikilitaş'ta üç dört arkadaş konuşuyorlar. Şebinkarahisarlı arkadaşlar,
Şebinkarahisar'ın il olması lazım diyorlar ama bunu yeterince
savunamıyorlar. Bu arada ben devreye girdim ve aynen şu ifadeleri
kullandım. Şebinkarahisar'ın geçmiş bir tarihi var. Şebinkarahisar'ın
çok köklü hatta Türkler 1071 Malazgirt Savaşıyla Anadolu'ya girdiği
zaman, ilk olarak Erzincan'ın Kemah'ı, Sivas'ın Divriği'si, Giresun ve
kazalarında da ilk Şebinkarahisar'a yerleşmişlerdir. Daha sonra
Şebinkarahisar'a yerleşen boylardan gelenler yavaş yavaş Batıya doğru
gelmiştir. Gerçekten Şebinkarahisar'ın çok köklü bir geçmişi ve tarihi
var. Yani Şebinkarahisar'ın hakkı elinden alındı. Hatta ben size şunu
söyleyeyim, bakın Çeşmedeki Kerasus Hotel, Giresunluların. Sahibi
Giresun Lisesinden arkadaşımdır. Selim Başar, eski Giresun Spor Başkanı,
bizi davet etti, otelinde misafir olduk. Selim Başar'ın Otelinde,
Çeşmede, otelin alt katında bir baktım 1906 yılında çekilmiş
Şebinkarahisar'ın resimleri var. O başında fesli olan insanlar
Şebinkarahisar meydanından yukarıya doğru çıkarken Fatih Camiine veya
Kaleye doğru giderken o zaman bile meydan çok kalabalıkmış. Birde başka
bir şey söyleyeyim.
Bağrından Türkiye de iki tane vilayet çıkarmış başka yer yok”. Ama
kendisi şu anda kaza durumuna düşmüş. 1700 yıllarında Karadeniz
sahilindeki Ordu vilayeti Şebinkarahisar'a bağlıydı. Bunu nerden
biliyorsunuz dersen Orduda Tarihçi Sıtkı Çebi var ben onun kitabını
okudum. Sıtkı Çebi'nin kitabında, Ordu Şebinkarahisar vilayetine
bağlıydı diye yazıyor. Yani Giresun'da vilayet oldu, Ordu'da vilayet
oldu. Ama ne yazık ki Şebinkarahisar olamadı. Hakkı yendi halada devam
ediyor.

Ben
Şebinkarahisar'ın vilayetliği için en ufak adım atan, çaba sarf eden
herkese karşı çok büyük bir saygım sevgim var. Hatta ben o dikili
taştaki konuşmamda Şebinkarahisar neden vilayet olmalıdır diye
konuşurken oradaki diğer Suşehrili arkadaş bana dedi ki doktor bey sen
niye karışıyorsun, sen Alucralısın dediği zaman ben Şebinkarahisar bizim
vilayetimiz. Şebinkarahisar vilayet olunca ben 30 km gideceğim ama
Suşehri vilayet olursa bir 40 km daha yol gitmem gerekecek dedim. Bunun
ötesinde Şebinkarahisar çok geçmişi olan köklü bir yer. Ama biz
Şebinkarahisar'ı yeteri kadar savunamadık. Ama bundan sonraki süreçte
Şebinkarahisar vilayet olacak ve tarihteki yerini alacak. İnşallah Allah
bize de bu mutluluğu görmeyi nasip eder.

İLHAN ÇABUKOL:
Sayın Darama, bizlerle gerçekleştirdiğiniz bu güzel söyleşiden ben çok
faydalandım. Bize vakit ayırdığınız için size çok teşekkür ederim.

ÖMER DARAMA:
Ben de sizlere çok teşekkür ediyorum. Şebinkarahisarlı hemşerilerimin
şunu özellikle bilmesinde fayda var. Şebinkarahisar'ın il olma
çabalarında benden beklenen her ne varsa yapmaya hazırım. Ayrıca tüm
hemşerilerime sizlerin aracılığı ile selam ve saygılarımı sunarım.

Değerli
okuyucularımız, merak eden hemşerilerimiz için Dr. Darama ait bazı
bilgileri sizlerle paylaşmanın uygun olacağını düşündük. Kendisi cerrah
olan Dr. Ömer Darama İstinye Devlet Hastanesinden 2006 yılında emekli
oldu. Sayın Darama, Mahmut Şevket Paşa Mahallesi Gürsel Sokak No: 20/2
Hisar İş Hanı Üzeri Okmeydanı/ İstanbul (Tel: 0212 238 17 17) adresinde
eşi Kadın Doğum Uzmanı Ayşe Daraman ile birlikte özel muayene hanesinde
hastalarına hizmet vermektedir.

Şebinmedya Haber Müdürü
İlhan Çabukol

POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA